Taha Hakkârî'nin vefatından sonar Sadât-ı Nehri Dergâhının en çok konuşulan, bilinen ve tarihe geçen şahsiyeti Şeyh Ubeydullah Nehri'dir. Ubeydullah Nehri, Kürt halkı tarafında büyük tasavvuf erbabı, ilim ve kanaat önderi olarak bilinen tanınan Tahâ Hakkârî'nin oğludur. Tâhâ Hakkârî'nin vefatından sonra Nehri dergahının postnîşînliğine kardeşi Şeyh Salih (ö.1863) oturdu. Şeyh Salih'in erken vefatı üzerine Tâhâ Hakkârî'nin oğlu Şeyh Ubeydullah (ö. 1883) bu kez dergâhın postnîşîni oldu. Şeyh Ubeydullah, Nehri Tekkesi postnîşîni olduktan sonra babası Tâhâ Hakkârî'nin aksine siyasi yönüyle tanındı ve gündeme geldi. Fakat o günkü şartların seyrine göre bir duruş ortaya koyan Şeyh Ubeydullah, her şeye rağmen tasavvuf ehli bir zattır. Her nekadar bilinen Nakşi-Halidi şeyhleri ve diğer tarikat şeyhlerinin aksi bir figür olarak görünse de İyi bir ilim ve tasavvuf eğitimi almıştır. Şeyh Ubeydullah Nehri'nin hayat seyrine bakıldığında, Kur'ân istikametinde ve Hz. Peygamber çizgisinde bir hal ortaya koyduğu, tasavvuf ehli insanların anlayışlarının dışına çıkmadığı görülmektedir. Bu anlayışını aynı zamanda telif ettiği Tuhfetü'l-ahbâb isimli eseriyle ortaya koymaktadır. Diğer taraftan Şeyh Ubeydullah, tabiyetinde bulunduğu Osmanlı devleti için her türlü fedakâlıkta bulunmuş bir şahsiyettir.
Nitekim 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşında, Nehrî Tekkesinin Şeyhliğini Şeyh Muhammed Salih'ten sonra üstlenen Şeyh Ubeydullah, babası ve amcası gibi aynı çizgiden yürüyerek Osmanlı- rus savaşlarında daima Osmanlının yanında saf almıştır. Mesela 1877-1878 yıllarındaki Osmanlı-Rus savaşında, yani "93 harbinde" müridleriyle birlikte komutan olarak savaşan bir şahsiyettir. Van Tugay komutanı Faik Paşa, Şeyh Ubeydullah, Şeyh Hamza Serdili ve Şeyh Muhammed Musilî tarafından silah altına alınacak on beş bin Kürt süvarı birliğini hazır tutmaları istenir. Şeyh Ubeydullah, babası Tâhâ Hakkâri gibi her şeye rağmen! Osmanlı devletine itaat etmiştir.
Sayfa 150 - NûbiharKitabı okudu
·
26 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.