Murathan Mungan denince ben de akan sular durur. Duygusunu , uslûbunu , tarzını çok severim. İnsanı cümle cümle gezdiren sayfalar bitmesin diye ağırdan aldığım okumaların sonunda kitabın kapağını kapattığımda tuhaf bir his oluşur bende. Kitap severlerin bildiği , ama çok sevdiği yazarın kitabını bitirdiğinde daha fazla hissettiği o ayrılık hüznünden bahsediyorum. İşte Murathan Mungan kitaplarının sonunda bende oluşan bu his , bir sonraki kitapla yerini sevince mutluluğa bırakır.
Tıpkı 995 km.de olduğu gibi. Sabırla bekleyip , satışa sunulduğu gün aldığım 995km.yine bir Mungan harikası.
Baştan sona peşinden gidilesi bir polisiyeyle gelmiş bu defa yazar bize. Görünenle, görünmeyenin , bilinenle bilinmeyenin iç içe geçtiği , ülkenin yakın geçmişinden hatırlatmalarla( siyasi/ psikolojik )kıldan ince bir ip üzerinde gezdirirken , var olan düğümleri çözmemizi istemiş. Tabii düğüm üstüne düğüm atılmışsa ipe ve sizin yol almanız o düğümlerin çözülmesine bağlı olunca bu serüven daha da heyecan kazanmış.
Gizemli bir hayatın 995km.sini başkahramanla birlikte katederken , kurgunun içinde tanıdık kişi ve olaylara rastlamak , her molada aşina bir yüze denk gelmek gibi hissettirdi bana.
Düşünmek , sorgulamak , anlamak için ve yanı sıra mükemmel bir okuma serüveni için herkese tavsiyemdir.
*Ne tuhaf, insanın kendine benzeyen biriyle karşı karşıya gelmesinde kim bilir hayatın ne gibi zalim oyunları saklıydı.*
@metiskitap