Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Fetih suresi
26. O kâfir olanlar, kalplerine asabiyeti, câhiliye asabiyetini (kibir ve bağnazlığını)* koymuşlarken, Allah da Resûlü’nün ve mü’minlerin üzerine huzur ve güvenini indirdi (ve öfkelerini dindirdi). Onları takvâ kelimesine (tevhide yani Lâ ilâhe illallâh kelimesine ve sulh akdine vefâya) bağladı. Zaten onlar da buna layık ve buna ehil idiler. Allah her şeyi hakkıyla bilendir. Dipnot * Câhiliye asabiyeti veya taassubu, câhiliyenin kibirli ve öfkeli soy sopculuğu ile Hz. Peygamber’e ve onun şahsında İslâm’a cephe almalarıdır. Hz. Peygamber rüyasında ashabı ile güvenli bir şekilde Mekke’ye gidip umre yaptıklarını görmüş ve bunu da anlatmıştı. Umre yapmak için yola çıkmış olan Hz. Peygamber ve sahâbîlerini müş­rikler Mekke’ye sokmamışlardı. Bun­dan dolayı Hudeybiye’de onlarla ant­laşma yaptılar. Bu antlaşma yapılırken Mekkeliler antlaşmanın başındaki besmelenin “Rahmân” ve “Rahîm” kelimesi ile “Allah’ın Resûlü” kelimesinin yazılmasına itiraz etmişlerdi. Hz. Peygamber de ilerisinin zafer olacağını bildiği için isteklerini kabul etmiş, antlaşmaya “Bismikellâhümme, Abdullah oğlu Muhammed’den” şeklinde başlanılmıştı. İşte Allah, bu duruma canları sıkılan mü’minlerin gönüllerine ferahlık için aşağıdaki âyeti indirerek rüyasının gerçekleşeceği müjdesini vermiştir. 28. O (Allah), bütün dinlerin üzerinde olduğunu göstermek için Resûlü’nü, hem hidayet (rehberi Kur’an) ile hem de (son) hak din (İslâm) ile göndermiştir. (Buna) şâhit olarak da Allah yeter. 29. Muhammed Allah’ın Resûlü’dür... Dipnot Bu âyet-i kerîme ile de Allahu Teâlâ, Hz. Muhammed’in kendisinin resûlü olduğunu tasdik etmektedir. AYETİN DEVAMI Onunla beraber olan (mü’min)ler, kâfirlere/İslam karşıtlığı yapanlara karşı çok şiddetli, kendi aralarında ise çok şefkatlidirler. Onların (namazda) rükû yaptıklarını (ve) secde ettiklerini görürsün. Onlar, Allah’tan (daima) lütuf ve rıza isterler. Yüzlerinde secdelerin eserinden (meydana gelen) nişanları vardır. Bu mânevî bir nişandır Tevrat’taki vasıfları budur. İncil’deki vasıfları da (şöyledir: Onlar) filizini çıkaran, derken onu (filizini) kuvvetlendiren, kalınlaşan, zamanla gövdesi üzerinde doğrulup dikilen bir ekin gibidir ki ekincilerin hoşuna gider, (Allah Resûlü’nün ashâbı ile birlikte böyle gelişip kuvvetlenmesinin misalle anlatılması) kâfirleri öfkelendirmek içindir. Allah, içlerinden iman edip de sâlih amel işleyenlere, mağfiret ve büyük mükâfat vaadetmiştir. DİPNOT Hz. Muhammed ile beraber olmayı kabul eden sahâbîler ve İslâm dininde insanlık için gerekli olan bütün şartların bulunduğunu gören ecdadımız, sekizinci asırda müslüman olup İslâm’a karşı açık veya gizli düşmanlık edenlere karşı sert ve vakarlı olmuşlar; şirk, küfür ve tâğûtla mücadele edip tevhîdi hâkim kılmayı gaye edinmişler, birbirlerine karşı da oldukça merhametli olmuşlardır. Bütün kâfir grupları da böyle iman, sevgi ve birlik içinde gelişen bir İslâm toplumuna karşı burada olduğu gibi devamlı öfke ve kin içinde olmuşlardır.1
·
46 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.