Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Anarşistler eleştirel öfkelerini her daim oy hakkı ve evlilik konularına yöneltmiştir. Bu iki düşmanı her zaman onların hedefi olmuştur. Oysa aralarında ne tür bir ortak nokta vardır? Bir yanda özel hayat, öte yanda kamusal alan. Birinde bir çiftin mahremiyeti söz konusudur, diğerinde bir Ulusun kaderi. İkisinin arasında köprü olan bir unsur elbette ki vardır, o da onlara uyuş biçimidir: Razı olmak. Evliliklerle ilgili olduğu gibi vatandaşların oyları söz konusunda da sıklıkla şu aynı nakaratı duyarız: "Artık çok geç”. Ne işin çok geç? İtaatsizlik için. Eğer evliliğin monotonluğunun sizi bitirip tükettiğini, partisinin karşısında hazır olda bekleyen parlamenter çoğunluk tarafından kabul edilen yasaların skandal niteliğinde olduğunu düşünüyorsanız şikâyet etmeyecek misiniz: çünkü belediye görevlisi nikâh memurunun karşısına çıkıp "evet" dediniz, çünkü oy zarfını oy sandığının içine attınız. Kimse sizi müstakbel eşinizin karşısına sürükleyerek götürmedi. Oy vereceğiniz yere kimse şakağınıza silah dayamadan, kendi kendinize gittiniz. Her iki durumda da evlilik yaşamının ve demokrasi oyunun kurallarını önceden siz kendiniz kabul ettiniz. Sonuç olarak, rıza gösterdiniz ve özgür iradenizle razı oldunuz. Razı olmak insanın kendi kendisini mahkûm ettiği bir eylemdir. Razı olmak özgür iradeyle itaat etmek, gönüllülükle başkasına teslim olmak, baskıyı tam manasıyla kabullenmek demektir. Üstelik, kamu hukukunda itaati düşünmek için kullandığımız filtre de yine razı olmaktır.
Sayfa 102 - 103 - PdfKitabı okudu
52 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.