Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Oyuncuların pek çoğu cesaret kırici bir HAYIR silsilesiyle devamlı olarak karşılaşırlar. Bir rol için seçmelere katıldıklarında olabilecek her türlü itirazı duyarlar: Çok yaşlısınız, çok gençsiniz, fazla sarışınsınız, yeterince sarışın değilsiniz, bu aspirin reklamı için (ya da ürün her neyse) pek uygun değilsiniz. Tüm bu söylenenleri kişisel algılamamak ve olumsuzluk batağına sürüklenmemek kolay değildir: Yeterince yetenekli değilim; kaybetmeye mahkûmum; işleri berbat ettim. Yıldız bir oyuncu olmadan evvel, seçmelere katilan tüm diğer oyuncular gibi George Clooney de defalarca geri çevrilmiş ama olayların içyüzünü anlama yeteneğiyle işin karanlık tarafını sahiplenmeyi başarmıştı. Film yönetmenlerinin seçme yapmalarının ardında bir sorunu çözme gayretinin yattığını anlamıştı. Yönetmenlerin elinde icra edilmesi gereken bir rol vardı, bu rolün icra edilmesi için de birilerine ihtiyaç duyuyorlardı, hepsi bu. Eğer bir rol için uygun bulunmuyorsa, bunun sebebi kendisinin kötü bir oyuncu olması değil, yönetmenin sorununu çözecek doğru oyuncunun kendisinin olmamasıydı. Aslına bakarsaniz satış ziyaretlerinin de oyun seçmelerinden bir farkı yoktur. Satış ziyaretini yaparken kendinizi, şirketinizi ve ürün ya da hizmetinizi beğendirirsiniz. Tıpkı oyun seçmelerinde olduğu gibi burada da Hayır her daim başroldedir. Oysa tipki Clooney'nin de zamanla öğrendiği üzere, müşterinin sorununu çözecek doğru ürün veya hizmeti kimi zaman elinde bulunduramayabileceğinizi, muhtemelen bu yüzden de doğru insan olmadığınızı aklinizindan çıkartmamakta fayda vardır. Bunu olduğu gibi kabullenip yola devam etmelisiniz.
Sayfa 174Kitabı okudu
63 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.