Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Acı Şiiri | Ferman Karaçam (Şiir)
t.me/turkceMasallar/... Seni de vururlar bir gün ey Acı Uçuşup durduğun kanatlarından Sazın, sözün, türkülerin tükenir Ellerin koynunda kalakalırsın Şakaklarına kar yağıyor bilesin ey Acı Gül açan yüzlerimizde Göğeriyor rengin senin de Biz seni Tâ eskilerden tanırız Hani göğüslerimize taş olur inerdin Avuçlarımızda Hira Dağı'ydın Al atların tan yerine ayarlanmış yelelerinde Akdeniz rüzgarlarına karışan sendin Biliyorum Hiçbir tarih yazmayacak Ve bir sır gibi kalacak yakılan kitaplarda Göbek bağı anasından henüz çözülmemiş bebelerimize Mitralyözlerin Washington'dan ayarlandığını Seni de yakarlar bir gün ey Acı Bir taptuk kul gözlerinden vurursa Parmakların eğri ağaç tutamaz Çığlıkların çağlar aşar, duymazsın Ve ben biliyorum Örümceği, mağarayı, güvercini, asâyı Ve İbrahim'in baltasını Ben biliyorum Nereden başladı bu kesik dans Ve bu dansa karşı afyonlanmış hecin yüzlü insanlar kim? Kim kimin yanında Kim kimin karşısında Meclis kürsüsünden konuşan bu adam kim Üsküdar kız lisesinde okuyan genç kız Çantasında kimin fotoğrafını taşıyor Kadıköy vapurunda sigara tüttüren delikanlılar Neden gülüyorlar ki Seni de vururlar bir gün ey Acı Filistin'de sapan taşlı çocuklar Dalın, kolun, fidelerin budanır Kuru bir kütükle kalakalırsın Öyle bakmayın balkonlarınızdan Fırat nehri ayrılık çıbanına tutuldu, Damarlarımızı yırtıyor Tuna nehri, onulmaz boşnak sızıları Pompalıyor yüreğime Plevne türküleri ağıtlara dönüşürken, Çeçenya'da yiğitler İnancın emeğin / ve Aşk'ın Kılcal damarlarına ulanıp sustular... Ve ne Bağdat'tan Ne Şam'dan Ne Mekke'den Ne Diyarbekir'den Ne İstanbul'dan Ne Buhara'dan Bunca telefon direğine rağmen kimse kimseyi Duymuyor Seni de vururlar bir gün ey Acı Halepçe'de soldurulmuş gül gibi Bu sevdaya düşsen, sen de yanarsın Suskun, sıcak, uzun yaz geceleri Ve siz Ey analar, Hani siz, gecelerinizi böler, çocuklarınıza ninniler söylerdiniz Hani siz, fatihler doğururdunuz... Gelin kızların giysileri kirletildi Çocuklar hep yetim kalıyor 'Elem yecidke yetimen feava' Ve ben biliyorum Ben biliyorum İstanbul'un Bağdat'ın Diyarbekir'in Mekke'nin Buhara'nın Birbirine nasıl bağlandığını, nasıl çözüldüğünü sonra Ey insan Ey insanlık Ayağa kalk Kolları ve bacakları budanmış delikanlıları Boyunları gövdesinden ayrılmış insanları Gözleri uyur gibi kapanmış, kan pıhtıları içindeki bu çocukları Gelişmiş laboratuarlarınızda dikkatle inceleyin Ve bir gün Bu dünya Gül bahçesine dönecek Bunu böyle bilin; ve Unutmayın...
·
1 artı 1'leme
·
376 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.