Sabahattin Ali’nin eşine (Aliye Ali) ve kızına (Filiz Ali) yazdığı mektuplardan oluşan,hem hüzünlendiren hem yürek ısıtan bir kitap.. Sabahattin Ali’nin ne kadar ince ruhlu bir adam olduğunu kullandığı kelimelerden, başına ne gelirse gelsin ailesine umut vermekten asla vazgeçmemesinden anlayabilirsiniz. “Etrafın seni sıktığı zaman kitap oku...Ben şimdiye kadar her şeyden çok kitaplarımı severdim.Bundan sonra her şeyden çok seni seveceğim ve kitapları beraber seveceğiz.İnsan muhitin bayağı, manasız soğuk tesirlerinden kurtulmak istediği zaman yalnız okumak fayda verir.Bana en felaketli günlerimde kitaplarım arkadaş olmuştu.Fakat bu yetmiyor.Şiirlerimde de gördün ki kitaplara rağmen çok ıstırap çektim.Çünkü candan bir insanım yoktu.Sen benim yarım kalan tarafımı ikmal edeceksin.”en etkilendiğim kısımlardan biriydi bu,Aliye’sini hayatının yarısı olarak görüyor ve her hayaline onu ortak ediyordu,böyle sevmek de zaten ona yakışırdı Kızı doğduktan sonra ona da her seferinde mektuplar yazmayı ihmal etmemiş ve onun sağlığını,diğer çocukların ona nasıl davrandığını merak edip durmuş.. Ben hiç yaşlanmayacağım hep genç kalacağım demişti bir mektubunda da 41 yaşında göçtü bu dünyadan,bizim için hep genç kaldı.. Markopaşa dergisini çıkardığı süreçten,hapislerde geçirdiği günlerde maddi manevi yaşadığı sıkıntılardan bahseden mektuplarını Sabahattin Ali’nin nasıl bir eş ve baba olduğunu görmek için bile okuyabilirsiniz.Bir günde okuyacağınız duygu yoğunluğu inanılmaz fazla olan bir kitap,tavsiyemdir

Canım Aliye, Ruhum FilizSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202024,5bin okunma

·

26 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

FİSUN KURT