Sonra, acı ve boğulma geldi. Bu acı, ölüm değil düşünceydi. Sersemleyen bilincinde dalgalanan düşünceydi. Ölüm acıtmazdı. O, yaşamdı. Yaşamın acıları, bu korkunç boğan duygusu... Bu, yaşamın ona vurabileceği son darbeydi.
Direngen el ve ayakları, birdenbire ve güçsüzce çırpınıp suya vurmaya başladı. Ama onları çırpındırıp dövündüren isteği aldatmıştı. Faz-a derindeydi. Onlar, hiçbir zaman onu yüzeye getiremezlerdi. Karanlığın içine düştüğünü anlamıştı.