Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

279 syf.
7/10 puan verdi
Wilhelm Rich'ten şu alıntı yapılarak başlıyor: - "Asıl açıklanması gereken, neden aç insanın çaldığı ya sa sömürülen adamın grev yaptığı değil, neden aç insanların çoğunun çalmadığı ve sömürülenlerin çoğunun greve gitmediğidir." Yirmi bölümden oluşan eserin birçok bölümünden dipnot niteliğindeki alıntılar: Geceye övgü : ~ Kurumlar, ister din, ister aile, ister devlet kurumları olsun, gece insanlarına korkuyla bakarlar. ~ Uyuyamayan, uykusuzluk hastalığı çeken kişiler, karanlığın getirdiği sınırsız özgürlük ve gerçeklikle baş edemeyen kişilerdir aynı zamanda. ~ Gece vakti, gündüzün telaşından, hayhuyundan eser kalmaz. ~ Yaşam, gecenin konusudur. Özgürlük Cehennemdir: ~ Cennetin sıkıcı tekdüzeliğini seyretmeye meraklı olanlarsa pek azdır. ~ Cennete giriş, başkalarının yargılarına bağlıdır. ~ Dante'nin İlahi Komedya'sında Cehennem'de ve bir dereceye kadar Araf'ta, hayal gücümüz sınırsızca çalışır, hayal kurmanın sınırsız özgürlüğünü tadarız. Öte yandan Dante'nin Cennet'i alabildiğine sıkıcı bir yerdir. ~ Oysa bugün, hükümet terörü ve infazlar kamuoyundan gizleniyor. Bugün yeryüzündeki cehenneme sansüre tabi. Tabu sayılıyor. ~ Yeryüzünde cennet kurma iddiasında olan çağımızın totaliter rejimleri, cehennemi yok ettiler. ~ Ölüm ve cehennem, günlük bilincimizden, mümkün olduğu oranda uzaklaştırıldı. Sözcük Mahpusları: ~ Birbirimizi anlayamayacağız korkusuyla, sözcükleri gereğinden fazla kullanıyoruz. ~ Sözcükler bizi kör eder. ~ Dünya ve evren değişiyor, sözcükler değişiyor. ~ Haklısın, anlıyorum sözcükleri görüş birliğini doğrulamaktan çok, konuşmayı kesmek ve sözü devralmak için kullanılır. ~ Konuşmak, geçici bir ölümsüzlük peşinde boşu boşuna koşmaktır. Ben varım çığlığıdır bu. Sessizlik, zamanla ve sonsuzlukla olan ilişkimizin bilincidir. ~ Sözcükler, deneyimleri artırmak içindir, onları sınırlandırmak için değil. ~ Dünyayı sözcüklerle tutsak ettik. Bu süreçte biz de sözcüklerimizin tutsağı olduk. 20. yüzyıl delileri artık özgür değiller: ~ Ne var ki aydınlanma çağından, sanayi devrimi ve pozitivizmden sonra delilik, soğuk algınlığıyla, apandist iltihaplanmasıyla, kızamıkla aynı kategoriye yerleştirildi. ~ Deliliğin bireyselliğini ve hayal gücünü yitirmesiyle birlikte devlet daha çok totaliter olmuştur. ~ Ezilenler arasında en az delilerle ilgileniriz. ~ Psikiyatri, bir baskı aracıdır. ~ Devlet itaat etmeyenleri uygun gördüğü biçimde dışlama yoluyla, yönetim yetkisini yeniden kanıtlamaktır. ~ Sovyet devletinin gücünü Moskova'nın ortasında, uluorta eleştiren hiç kimsenin aklı başında olmaz. ~ Kapitalist ülkelerde psikiyatristler, en fazla para kazanan meslek gruplarındandır. ~ Psikiyatrist, bugünün totaliter toplumunda, en yüce kolluk kuvvetidir. Birinin toplum normlarına uymadığını, onun deli olduğunu belirtti mi, kararı ancak başka bir psikiyatrist bozabilir. ~ Askeri psikiyatristin rolü, çok açık bir örnektir. Önüne savaşmaktan, öldürülmekten ödü kopan bir asker getirildiği zaman, psikiyatristin görevi, onu bir an önce savaş alanına göndermektir. ~ Kolektif delilik, devletin ve kurumlarının benimsediği düzen ve değerler sistemidir. ~ Almanya'daki Nasyonel Sosyalizm'i insan toplumunun bir sapkınlığı olarak göstermekten hoşlanırlar. Birçokları bunun gerçekten kolektif bir cinnet olduğunda birleşir. Kahramanlar totaliterdir: ~ Kahraman tüm ayrıntılarıyla, bir toplumun tüm ön yargılarını ve değer yargılarını karşılamak zorundadır ~ Kahramanın muğlak, belirsiz, kuşkulu yanları olmamalıdır. ~Liderler radikal politik değişiklikleri kabul ettirmek için kahramanlardan medet umduklarında, kahramanı biçimden biçime sokma parodisi bütün gülünçlüğüyle ortaya çıkar. ~ Kahraman yaratma özlemi, hepimizin içindeki totaliter eğilimi, güçlü bir kişiye gönüllü olarak boyun eğme ihtiyacını gösterir. ~ Totailiter bir toplum, kahramansız olamaz. Özgür bir toplum ise kahramanlarla var olamaz. Enformanyaklık: ~ Tarihi mesele denen şey anında uçup giden bir olaydır. Günü abartarak günlük olaylarla örülü hapishaneler inşa ediyoruz. ~ Tarih bilinci az olan ya da hiç olmayan bir toplumu yönetmek kolaydır. Böyle bir toplum eleştirici değildir ve kurulu düzenden kolayca memnuniyet duyar. ~ Tarihsel değerlendirme ve muhakeme duygumuz böylece ortadan kalkmış oluyor. ~ Kaba totaliter toplumlarda bilgilendirilmiş bir halk yönetim varlığını tehdit eder. ~ Diller, kültürler, besin maddeleri, giysiler ve düşünce kalıpları yerlerini tekil güçlere bırakıyor, biz de onları edilgin biçimde kabul ediyoruz. Senin Cinsiyetin Ne? : ~ Cinsel kimliğin totaliter özelliği, çoğumuzda psikolojik sorunlar yaratıyor. ~ Otorite, keyfi olduğu zaman en şiddetli baskıyı uygular. Seçmeme Özgürlüğü: ~ Seçim yapmaya kışkırtılıyoruz. Günlük yaşantımızın ve dünyada olup bitenlerin gitgide azını denetleyebilen, Hiroşima'dan ve bir nükleer felaket olasılığından bu yana önemsizliğimizin ve çaresizliğimizin gitgide daha çok ayırdına varan bizler, seçme eyleminden sahte bir güç alıyoruz. ~ Daha doğrusu, önce birtakım kimlikleri benimseyip sonra da bunları bir seçimmiş gibi rasyonalize ederiz. Daha doğuştan bize yafta gibi yapıştırılan adlarımızla yaşama başlarız. ~ Ait olmakla da dostluklar kazanırız. Aksi halde toplum dışına itilmiş oluruz. ~ Bir "Sürekli Değişim ve Derhal Ait Olma İlke" sine göre hareket ederiz sanki. ~ Her seçtiğimiz tarafla öteki seçeneklere kapımızı kapatıyoruz. ~ Ancak ister bilim ya da din ister politika olsun tüm alanlarda ilkeleri uğruna kendilerini feda eden insanlar var olmuştur. Yaşasın Anlaşılmazlık: ~ İnsan arkadaş ya da sevgili olma konusunda nasıl anlaşmaya varabilir? Hayata Karşı Amaçlar: ~ Yönetenler sürprizlerden hoşlanmazlar. ~ Keyif aşk, inanç ve Nazım Hikmet'in dediği gibi "Bir çocuk gibi şaşarcasına bakarak yaşamak" - Bunlar nasıl amaçlanır ki?
Cehenneme Övgü
Cehenneme ÖvgüGündüz Vassaf · İletişim Yayınları · 20209,8bin okunma
·
1 artı 1'leme
·
95 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.