Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

128 syf.
·
Puan vermedi
Deccal
Deccal
Friedrich Nietzsche
Friedrich Nietzsche
Nietzsche'nin insanlığın değerlerinin çöktüğünü ve en yüksek arzularının yozlaşmış değerlerin özeti olarak ifade ettiği düşüncesi, onun felsefesinin temel taşlarından biridir. Ona göre, insanlar içgüdülerini yitirmiş ve kendi zararlarına olanı tercih etmişlerdir. Bu yozlaşma, nihilist değerlerin hakim olmasıyla ortaya çıkmıştır. Nietzsche'ye göre, ahlaksızlık, toplumun değerlerinin yok olmasıyla ortaya çıkar. İnsanlar artık kendilerine bir ahlaki kılavuz bulamamakta ve her türlü sapkınlığı meşrulaştırmaktadırlar. Bu durum, insanların hayatta anlam arayışını kaybetmelerine ve nihilizme sürüklenmelerine neden olur. Nietzsche'nin Hıristiyanlıkla ilgili eleştirileri oldukça keskindir. Ona göre, Hıristiyanlık insanların canlılık ve güç kaybına neden olan bir din olarak görülmelidir. Hıristiyanlık, acıma duygusunu vurgulayarak insanların kendi doğalarına aykırı bir şekilde zayıflamalarına yol açar. Nietzsche'ye göre, Hıristiyanlık hayata düşmandır ve acımayı bir erdem olarak gösterir. Ona göre, gerçek erdem, güçlü olmak ve hayatın getirdiği zorluklarla başa çıkmaktır. Nietzsche, bilimsel yöntemin küçümsendiğini ve alayla karşılandığını da belirtir. Ona göre, bilimsel yöntem insanların gerçekliği anlamasına yardımcı olabilir ve özgür ruhun değerlerin yeniden değerlendirilmesinin somutlaşmış hali olarak görülmelidir. Nietzsche, gerçekliği açık bir şekilde görmek için bilimsel yöntemin kullanılmasını savunur. Hıristiyan Tanrısı'nın hayali kurgulara dayandığını ve gerçekliği reddettiğini iddia eden Nietzsche, Hıristiyanlığın hayatı ve doğayı reddettiğini belirtir. Ona göre, Hıristiyanlık Tanrı'yı hayatın düşmanı olarak gösterir ve insanları hayattan koparır. Bu nedenle, Nietzsche, Hıristiyanlığı ahlaki ve felsefi açıdan eleştirir. Nietzsche, Hıristiyanlık ve Budizm'i eleştirirken, Budizm'i daha gerçekçi bulur. Ona göre, Budizm ahlaki kavramlardan öteye geçmiş ve insanların gerçek doğasını anlamaya yönelik bir anlayışa sahiptir. Budizm, insanların acı çekme ve tatminsizlikle başa çıkma yöntemleri üzerinde odaklanır ve insanları gerçek mutluluğa ulaşmaya teşvik eder. Nietzsche'ye göre, Yahudi rahipliği ve Hıristiyan kilisesi, iktidara yükselerek ve yozlaşmışların yanında yer alarak hayatta kalmıştır. Nietzsche, Hıristiyanlığın ruhunda yalan söyleme isteği, kendini kirletme sanatı ve değerlerin değersizliği olduğunu savunur. Ona göre, bu yozlaşma insanların değerlerini yozlaştırmış ve toplumun çöküşüne yol açmıştır. Nietzsche, "tüm değerlerin yeniden değerlendirilmesi" gerektiğini savunarak, insanların gerçek değerleri bulmaları ve yozlaşmış değerlerden kurtulmaları gerektiğini vurgular. Nietzsche'nin İsa hakkındaki düşünceleri, onun Hıristiyanlığı örgütlü bir kurum ve rahip sınıfıyla eleştirmesiyle başlar. Nietzsche, İsa'yı Kilise'den ayırma ve "direnmeme" kavramını vurgulama konusunda Tolstoy'u takip eder, ancak bunu kendi "Kurtarıcı psikolojisi" gelişiminin temeli olarak kullanır. Nietzsche, İsa'nın tek gerçek Hıristiyan olduğunu kabul eder ve kendi iç yaşamında zeka, barışın kutsanmışlığı, nezaket ve düşman olamamadan oluşan bir Mesih'i sunar. Nietzsche, Hıristiyanlığın örgütlü kurumunu ve rahip sınıfını eleştirirken, Mesih'in müjdeciliğini tanrının krallığının insanın içinde olduğu müjdesi olarak görür. Ona göre, müjdelerin anlamı gerçek yaşamın, sonsuz yaşamın bulunduğudur ve bu sadece vaat edilmemiştir, gerçektir. İsa'nın müjdesi, günahın ortadan kaldırıldığı ve insan ile Tanrı arasındaki tüm mesafelerin korunmasından uzak olan, sevgiye dayalı bir yaşamdır. İsa'nın müjdesi, çelişkisizliği ifade eder ve cennetin krallığı çocuklara aittir. Nietzsche'nin isa hakkındaki düşünceleri, önceki çalışmalarında İsa'nın öğretilerini tarihsel Hıristiyanlıktan ayırmama eğiliminde değildi. Ancak daha sonra, Tolstoy'un ''İnancım Neden İbarettir''adlı makalesini analiz ettiğinde, İsa'yı Kilise'den ayırma ve direnmeme kavramını vurgulamaya başladı. Nietzsche, Tolstoy'un bu düşüncesini kendi kurtarıcı psikolojisinin temeli olarak kullanır. Nietzsche'nin İsa hakkındaki düşünceleri, Hıristiyanlıkla ilgili geleneksel anlayışı sorgulayan ve İsa'nın özünde sevgiye dayalı bir yaşamı öğrettiğini savunan bir bakış açısını yansıtır. Ona göre, İsa'nın mesajı, tanrı'nın krallığının içimizde olduğu müjdesidir ve bu müjde, gerçek yaşamın ve sonsuz yaşamın bulunduğu anlamına gelir. İsa'nın öğretileri, insan ve Tanr arasındaki tüm mesafelerin ortadan kalktığı ve sevgiyle dolu bir yaşamın mümkün olduğu bir geleceği müjdelemektedir. Nietzsche, Hıristiyanlığın örgütlü kurumunu ve rahip sınıfını eleştirerek, İsa'nın öğretilerinin bozulduğunu ve kilise tarafından istismar edildiğini savunur. Ona göre, İsa'nın öğretileri, insanların içsel dönüşümünü ve sevgi temelli bir yaşamı teşvik etmek için kullanılmalıdır. Nietzsche, İsa'yı Kilise'den ayırma ve "direnmeme" kavramını vurgulayarak, İsa'nın özünde sevgi ve barışın mesajını taşıdığını ve bu mesajın gerçek anlamının insanların içinde bulunduğunu söyler.
Deccal
DeccalFriedrich Nietzsche · Tutku Yayınevi · 20164,007 okunma
·
120 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.