Ahmet Mithat Efendi'den okuduğum 5. eser ve daha onlarcasını okumaya niyetlendiğim dönem. Trt Avaz'da hakkında yayınlanmış ufak bir belgesele rastladım. Insan ömrü Ahmet Mithat Efendi'nin bütün yazdıklarını okumaya yeter mi cümlesiyle merakım iyice arttı. Tahtakale'deki evinde kendi matbaasını kurup kitaplarını yayımlamaya başlayarak '40 beygir gücünde yazı makinesi' namını almış. Yazılarından dolayı Abdülaziz yönetimi tarafindan Namık Kemallerle birlikte sürgüne gönderilmiş. Üç sene süren bu sürgünde çocuklar için okul açıp, ilk romanlarını kaleme almaya başlıyor. Türk basın tarihinin en uzun soluklu gazetelerinden Tercüman-ı Hakikat'in kurucusu, Muallim Naci'nin kayınpederidir. Hakkında yazacak o kadar çok şey var ki incelemeler yetmez.
Esere gelecek olursak da üzerinde tartışılacak çok detay var. Özetle; Ahmet Efendi ile Hulusi Efendi, Fransız Tiyatrosu'nda sahnelenen bir oyunu izlemek üzere gittikleri Beyoğlu'nda fazlaca içip sarhoş olur, geç saatte yağmur bastırınca geceyi geçirmek için bir geneleve giderler. Ahmet Efendi'nin karşısına çıkarılan kız "henüz 17 yaşındaki" Kalyopi'dir. O geceyi izleyen günler, hem Kalyopi'nin hem de Ahmet Efendi'nin hayatını tümüyle değiştirecektir . . .