Kırk beygirlik yazı makinesi, Hace-i Evvel Ahmed Mithad Efendi yazdığı türleri de çeşitlendirip neredeyse dünya edebiyatı ile aynı zamanlarda Türk Edebiyatına ilk polisiye hikâyeyi dâhil ediyor. Bildiğiniz gerilim kurgularından değil ama bu eser. Mizahi bir dil ile dönemin adalet sistemini, yargılama usullerini rüşvet ve kayırmacılığı, liyakatsizliği gözler önüne sererek eleştirirken, tanzimatın genelinde olduğu gibi araya girip okuyucuya direkt olarak hitap etmekten de geri kalmıyor. Serinin diğer kitaplarına göre dili zor geldi bana, eski Türkçe kelimeler fazlaydı. Karakter sayısının fazla olmaması, her karakteri detaylı tasvirleriyle gözümüzün önüne getirebilmesi hasebiyle anlaşılır bir eserdi. Ikinci bölüme öyle keskin bir başlayış yapıyor ki ilk hikâye bitti de yeni hikâye başladı sanıyor insan. Detaylı bilgiler okurken sıksa da genel itibariyle güzel bir eser.