“ Din, ne sâdece bir sezgi ne tefekkür ne de ibâdet ve ameldir. Din, doktrin bakımından öyle bir hakikatler sistemidir ki, hulûsla iltizam (iyi niyet ve gereğine göre davranıldığı) ve hakkıyla idrak edildiği takdirde, şahsiyeti değiştirip diğer bir hâle koymak tesir ve kudretini hâiz olan bir ilâhî heyecandır. “