Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Dün izlediğim Gönül Dağı dizisinde bir sahne namus konusunda benim aklımda ki sorunun cevabını bulmama yaradı. Sahne şu: "Mezarcı İlyas" karakterinin oğullarından birisinin evine dul ve çocuklu biri sığınıyor rahmetli eşinin abisinden kaçarak. Ama kaçtığı evin Mezarcı İlyas'ın oğlunun evi olduğunu bilmiyor. Mezarcı İlyas'ın oğlu da zamanında insanlara yaptığı kötülüklerden dolayı tövbe etmiş artık iyi bir insan olmaya karar vermiş. İyi birisi olarak anılmak için elinden geleni yapıyor. Kasaba da kötü anıldığı için kimse de iş vermiyor ama kasabanın sevilen siması, efendiliği ve iyiliğiyle sevilen, herkesin abisi Sefer abi ona iş veriyor. Neyse Mezarcı İlyas'ın oğlu yavaş yavaş zamanla iyi insan olarak anılmaya başlıyor tek tük. Bir gün evine gelirken evinin bodrumundan ses geldiğini duyuyor. Hırsız mıdır diye düşünürken eline sopa alıyor, kapıyı aralıyor ve bir bakıyor çocuklu bir bayan. Durumu sonradan öğreniyor evini ona açıyor kendisi de bir süre rahatsız olmasın diye Sefer abinin yanında kalıyor. Bu zaman içerisinde bebeğin bütün masraflarını karşılıyor. Şimdi aklıma takılan namus meselesinde aklımda ki cevabı bulmama yarayan sahneyi anlatayım. Mezarcı İlyas'ın oğlu bu kadını evinde barındırıyor diye kasaba da adı namussuza çıkıyor. E zamanla bu bayanla Mezarcı İlyas'ın oğlu arasında da anlaşma, sevdalanma vs. olmuş anlaşıp Sefer abinin yardımıyla nikahlanıyorlar. Kasabalıya nikahlandıkları için yemek dağıtıyorlar. Buradan namus meselesi ve boş dedikodu işi çözülüyor. Şimdi aklıma takılan namus meselesine geleyim. Kavaklı Beylikdüzü'nde bir sitede çalışıyordum. Sonradan eşinin Suriye'de öldürüldüğünü öğrendiğimiz bir hanımefendi vardı. Bu geçimini çöplerden topladığı kartonlardan yapıyordu. Benim de aklımdan iyilik yapma amaçlı böyle bir şey geçti ama beraber çalıştığım arkadaşın bir sözü vazgeçirdi beni. Olaya geniş açılı bakınca o arkadaşın sözüne de hak verdim. Bu hanımefendi çöp toplaya toplaya sahile kadar inerdi çocuğuyla. Sahilde sabah akşam fuhuş, içki yuvası olduğu için bu kadının da başına bir şey getirirler diye düşünürekten vazgeçtim. Burada vurgulamak isterim o zaman çalıştığım sitenin aşağısındaki sahilde cep bir bölge vardı. Burada nasıl olsa kimse gelmiyor diye fuhuş, içki alıp başını gidiyordu. Bir de ben filmden şöyle ders aldım yaşadığım şehri de baz alarak: O kadınla temiz bir semtte karşılaşsaydım ve nikah yapsaydım bu şehrin nefsini doyurmak, işin gerçeği üzerinden anlatmaya çalışmak zor olurdu. Burada kendimi nefsi olarak tatmin ettim. Büyük şehirde yaşıyorsam olayı geniş açılı düşünmem lazım her zaman. İstanbul'da nefes alsan adın çıkar .
·
91 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.