Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Profil
"Birini güzel olduğu için sevmezsin ki, Sen sevdiğin için güzeldir 'O' "
"Şarkı Oğuz için bitti" Fakat ikimizde dans etmeyi bıraktık.
Reklam
Ben ufakken eski oturduğumuz Sefaköy Küçükçekmece'de mahallede kimseyle oynamazmışım. Ya durup milleti seyredermişim yada canımın istediğiyle oynarmışım. Ama hiç hatırımda bile en basit filan arkadaşımla atari anım bile yok. Sonra 2000 yılında gönlümün pırlantası bacım doğdu onunda pek teknolojik oyunlarla muhabbeti olmadı. Hatta çocukken elinden tuttum bizimkilerden gizli Florya'da oturan amcamlarda bilgisayar var diye abi bacı Küçükçekmece'den deli cesaretiyle Florya'ya kadar yürüdük. Bacım o zaman bacak kadar şimdi boyuma yetişmiş genç kız. Neyse son beşik 8 yaşında ki erkek kardeşim Ali'de Roblox diye bir oyun keşfetmiş okuldan adaşı bir arkadaşıyla kanka olmuş oynamak için örgütleniyor. Çocuk bana ve ablasına tepki olarak doğdu 😊
30 Temmuz 2022, İzmir
“bırakalım, ruhlarımızın kıyıları arasında dalgalanan bir deniz olsun aşk.” dediğin gece nefesinin sesini dinleyerek dalmıştım düşlere, temmuz ayıydı. denizin dalgaları ayaklarımızın altında biz ise sahildeydik, üşümüştüm ve bana sımsıkı sarılmıştın. cennet gibiydi, ben ilk (ve büyük ihtimalle son defa) cennette gibi hissetmiştim. birisi beni ilk ve son defa cennetteymişim gibi hissettirmişti. çok sevdiğimiz bir şarkının sözlerini fısıldamıştım kulağına “i’ve got a burning desire for you, baby” burnuma çarpan parfümünün odunsu ve baharatlı kokusu karnımdaki kelebeklerin volta atmasına sebep oluyordu..
30 Temmuz 2022, İzmir
“bırakalım, ruhlarımızın kıyıları arasında dalgalanan bir deniz olsun aşk.” dediğin gece nefesinin sesini dinleyerek dalmıştım düşlere, temmuz ayıydı. denizin dalgaları ayaklarımızın altında biz ise sahildeydik, üşümüştüm ve bana sımsıkı sarılmıştın. cennet gibiydi, ben ilk (ve büyük ihtimalle son defa) cennette gibi hissetmiştim. birisi beni ilk ve son defa cennetteymişim gibi hissettirmişti. çok sevdiğimiz bir şarkının sözlerini fısıldamıştım kulağına “i’ve got a burning desire for you, baby” burnuma çarpan parfümünün odunsu ve baharatlı kokusu karnımdaki kelebeklerin volta atmasına sebep oluyordu..
Yokluğumda rafıma -minik-el geçirilmiş. 27.01.2024
Reklam
Bir dönem Beylikdüzü'nde çeşitli yerlerde çalışırken sabit bir rüya görüyordum. Tamam farklı mantıklı, mantıksız rüyalarda görüyordum ama sabit gördüğüm rüya bizim şuan oturduğumuz mahallenin üst sokaklarıydı. Bizim mahalle yokuşlarıyla meşhur birde. Araban olmasa yürüyerek gitsek bir yere iyi spor oluyor. Rüyamda mekân sabit bizim mahalle
Dün izlediğim Gönül Dağı dizisinde bir sahne namus konusunda benim aklımda ki sorunun cevabını bulmama yaradı. Sahne şu: "Mezarcı İlyas" karakterinin oğullarından birisinin evine dul ve çocuklu biri sığınıyor rahmetli eşinin abisinden kaçarak. Ama kaçtığı evin Mezarcı İlyas'ın oğlunun evi olduğunu bilmiyor. Mezarcı İlyas'ın
Az evvel metrobüsten indim metrobüse giderken arada gördüğüm Büyükçekmece Belediyesinin çorba dağıtma aracını gördüm. Bende sıraya gitmek için gittiğimde benim yaşlarda bir gardaş bana sırasını verdi ben şaşırırken "kız arkadaşımın metrobüsten inişine denk getiriyorum. Geldiği zaman vereceğim" dedi. Bende "ulan bizi de böyle seven olmadı. Yenge nereli?" dedim Sivaslı olduğunu söyledi. Bende "Karslı olsa gelmez" dedim gülüştük. Çorbamı aldım benden sonra sıra verecek kimse çıkmadığı için giderken duydum kız arkadaşını arayıp "geldin mi bende çorba aldım" dedi. Yeter ki aşıklar kavuşsun benim de sabah sabah midem yumuşamış oldu 😊
İş bulana kadar bir ara konfeksiyon atölyesinde çalışan halamın yanında çalıştım biraz. Sabahtan arabesk açıldı tamam seveni sevmeyeni anlarım akşam paydosa kadar arabesk çaldı. Ben mala döndüm, yediğim içtiğimden tat alamadım hadi benim halam gerizekalı diğer arkadaşları niye tepki göstermiyor merak ettim. Ben sabahtan akşama kadar arabesk dinlemekten başka âlemlerde geziniyordum millette tepki yoktu.
Reklam
Çalıştığım yere çöpçüler geldi gittim yanlarına "geçmişimi de alıyor musunuz?" diye sordum. "Alıyoruz. Bizim geçmiş çok dolu" dediler. Bende "o zaman geçmişte sıkıntı yaşıyayım da dolsun" dedim 😊
Dün iş çıkışı eve gittim. Kapıyı açtım ufak kardeşim kıyameti kopardı "dışarıya çık" diye. Şaşırdım ve çıktım. Kapının önünde ayakkabımı soyundum bekledim. Ufak kardeşim tekrar kapıyı açtı, bacımın elinde pasta, ışıklar sönük "İyi ki doğdun Aykut" diyor annem, babam ve kardeşlerim. Yedik, içtik annem "yarın (6 Ocak) akşam işe gidiyorsun diye şimdiden kutladık. Nice senelere" dedi. Zaten o bana yetti. Doğum günü kutlaması derdinde değilim ama hakikaten bu gün felaket içerledim. Kimse aramadı arkadaş. Tamam bacak kadar boyum zamanlarından beri toplumda yer edinemedim, kimsenin çıkarı olmadığı için benle izdivaç bile etmedi ama arkadaş kafa bulmak için bile kimse aramadı. "Neyse" dedim ama dehşet içerledim. Facebook hesabıma baktım biri kocaman harflerle çevresi boyalı, birisi kendi animasyonuyla, biri de "nice yaşlara kanka" diye kutlamış. Kanka diyende kafası güzelken arıyor beni. Vallah ne bileyim çok dehşet içerledim. Kafa bulmak için bile arayan yok o zaman satayım ben telefonu.
İran'ın Gürpınar'ı Aştiyan. İranlıların tabiriyle Aştiyan şehristani yada Şehristani Aştiyan. Evirsen de çevirsen de Aştiyan işte. Bu güzide kasaba da 4 aylık kalışım içinde güzel bir anım oldu. Medrese de kaldığım dönemler Cumartesi ve Pazar günleri denk geldiğim Azerbaycanlı bir arkadaşa kuyruk olup çarşıya çıkıyordum. Çünkü kendime güvenim yoktu ama fark etmeden Farsça'yı çözmüştüm. İran'da zaten Türkçe konuşsan da fark etmez. Haftasonu Azerbaycanlı bir arkadaşla çarşıya çıktık ve birkaç sokak ötede bir fırına gittik. Bu fırını Azeri karı koca işletiyor. Birde 10, 11 yaşlarında oğulları var. Fırında duvarlar fayans, tavan ve duvarın bir kısmı kahverengi tonlarında. Bir de aile de öyle bir hava, mekân da öyle bir atmosfer var ki hem hipnoz oluyorsun hemde sanki bir portala girmişsin ta 1800 bilmem kaçlı yıllara gitmişsin gibi hissedersin. Aile de kahverengine yakın birazda sakin tonlarda kıyafet giyinmişler. Adama baksan kendine çeki düzen veresin geliyor istemsiz eşine baksan ayrı bir çeki düzen veresin geliyor. Ekmek istiyorsun arkadaş ekmek gelene kadar sanki bilmeden bir romana dahil olmuş karakter gibi hissediyorsun kendini. Ha bende şairim acımdan ölsem oturur haftalarca o çifte baka baka şiir yazmaya meyilliyim durduk yere felâket ilham veriyorlar. Kaçış yok o aileye bakan mahallenin delisi bile şair kesilir. Adamlar enterasan bir şekilde hipnoz ediyorlar. Arkadaşla ekmeği aldık sakince dışarıya çıktık ve "oh çok şükür gerçek hayata döndük" diyesimiz geldi.
68 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.