Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Anladım ki ülkem: Sen daha çok şaşırtacaksın beni.
Yıl 1974, Kıbrıs Barış Harekâtı… Hava Kuvvetleri’nin bir keşif uçağı Kıbrıs’a doğru giden savaş gemilerini görür. Hava Kuvvetleri karargâhına haber verir. Hava Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri’ne sorar: “Bölgede geminiz var mı?”. Bir süre sonra cevap gelir: “Hayır”. Bombalama emri çıkar; filo havalanır ve uçaklar gemilere saldırmaya başlar. Oysa gemiler Türk gemileridir. Deniz Kuvvetleri’ne bağlı savaş gemileridir. Gemi personeli elindeki Türk bayraklarıyla güverteye çıkar, telsiz astsubayları devamlı olarak uçaklara “Türk gemisiyiz yapmayın, ateşi durdurun” diye yalvarır. Filo komutanı Rumların numara yaptığını düşünür. Telsizin başında da Türkçe eğitimi almış bir Rum’un olabileceğini tahmin eder. Bombalama ne zaman durur, bilir misiniz? Telsiz astsubayı çok sinirlenir ve küfretmeye başlar, öyle küfürler eder ki filo komutanı diğer uçaklara “Arkadaşlar durun, hiçbir Rum böyle küfredemez” der. Kocatepe Muhribi maalesef batar.Gemidekiler parolayı bilmemektedir. Pilotlar döndüklerinde kafalarında soru işareti vardır. Aynı gün gemiler bizim değilmiş haberi gelir, herkes çok sevinir. Hâlâ iletişim eksikliği vardır. Hep yaptığımız gibi bunları konuşmayabilir, görmezlikten gelebiliriz ve öğrenmemiz gerekenleri öğrenmeyebiliriz. O gemi bombalardan değil, iletişim eksikliğinden battı. Eğer denizci telsiz astsubaylarından biri, pilotlardan biriyle lojmanda kapı komşusu olsaydı, birbirlerini tanırlardı. Gemilere pike yapan F-4 Phantomlardan birinin pilotu, güvertede bayrak sallayan denizcilerden biriyle Karpuzkaldıran’daki kampta oturup yiyip içseydi, bir ihtimal birbirlerini tanırlardı. Daha önemlisi, başta hatalı bilgi gitmez ve karargâhları yan yana olan bu iki kuvvet birbirinden habersiz hareket etmezdi. “Yaa, o 1974 yılındaydı” diyorsanız, 4 Ekim 2008’de PKK baskınında şehit olan 17 Jandarma personelimizi, Hava Kuvvetleri Komutanı Aydoğan Babaoğlu’nun bir buçuk gün sonra duymasını anlatırım size. Gazeteler çarşaf çarşaf golf fotoğraflarını kullanırlar. Babaoğlu; babamın öğrencisi, pırıl pırıl, ülkesini seven bir adamdır. Bu olayda, kuvvetlerin arkasındaki yatay iletişim eksikliği ve kuvvetlerin kendi içindeki dikey iletişim eksikliğini beraber değerlendirmeliyiz.
·
64 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.