Gönderi

Kaza ve kader inancı pek büyük bir hikmet taşır. Meselâ bir müslüman «Ne yapalım kader böyle imiş« der! Bu söz yanlış bir söz müdür? Hâşâ pek doğru, pek haklı bir sözdür. Yalnız islâmlar değil; her millet bu inançtadır. Müslümanlar bu nakaratı tekrar ederler, fakat nerede biliyor musunuz? Bir emri vâki karşısında! Her hangi bir şey hakkında beşer tedbiri biterse, bu söz o zaman tekrar olunur. İşte gerçek bir müslümanın itikadı bu merkezdedir. Çünkü İslâmiyet'te kaderi inkâr etmek küfür (Dinden çıkmak) olduğu gibi, cebr derecesinde kadere dayanmak da küfürdür. Meselâ bir adamın bir hastası olur, hastasını göstermek için bir tabib getirir, insan gücü dahilinde olan tedbirlere baş vurulur. Hiç bir fayda elde edilemez. Hasta ölür. İşte hakiki bir müslüman o zaman zayıf kalbli kimselere mahsus olan beyhude telâşlara, anlamsız çırpınışlara lüzum görmez Insana ve inanana yakışacak bir metanet ve teslimiyetle ilâhî kazaya rıza göstererek «Ne yapalım, kader böyle imiş« der.
Sayfa 145 - Diyanet İşleri Başkanlığı YayınlarıKitabı okudu
·
24 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.