Dışarda kuşlar ötüyor.
Dağlar kızıl ve çıplak.
Kavakların kılçıkları sarımtırak yaprakların altında kaldı.
Deminden beri koca bir leylek sabırlı ve hamarat,
önümüzdeki viranelikten çer-çöp topluyor yuvası için.
Burdan bakılınca şehir: terkedilmiş gibi bomboş görünmekte.
Uzaktaki saat on biri çaldı.
Bütün nikbinliğim, şu bitmez tükenmez nevi şahsına münhasır hazinem, dolup dolup taşıyor.
Pek yakında kurtulacağız, diyorum, inadediyorum.
Kestim mektubu.
Saatler geçti.
Avluya indim.
Nefis bir güneş var.
Ah, gözünü sevdiğimin bozkırı,
zerre zerre sıhhat topladığını hissediyor insan.