Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Kadından kadına giden uzun, kadim bir yoldu bu. Kahve pişirme ya da fırında kızaran böreği çıkarma bahanesiyle salonda yalnız bıraktığımız babaların ya da kocaların hiç bilmediği, sadece mutfakta, tabak çanağın çevrelediği o giz- li dünyada, konuşulan şeyler gibiydi. Elimizde kahve tepsisi ya da kare şeklinde kesilip çiçekli tabakların tam ortasına yerleştirilmiş börekler ve mühürlenmiş dudaklarımızla salona geri döndüğümüzde, az önce kalktığımız koltuklara aynen kurulup az önce konuştuklarımızı hiç konuşmamamız gibi. Anneden kızına yeraltı suları akıyordu. Kadından kadına akan incecik nehirler. Erkekler görmüyordu o nehirleri. Bir tek sen, bir gün, aniden, annene ait olanların yıllarca akıp en nihayetinde kıyında biriktirdiği alüvyonu gördüğünde anlayacaktın bunu. Once çok şaşırıp sonra sevinecektin bir şeyin devamı, bir şeyin geriye kalanı, bir şeyin birikeni olduguna. Aitlik duygun depreşecekti içinde bir yerde. Ve asla atamayacaktın o yoğurt kaplarını bir gün lazım olurlar diye.
·
228 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.