Felsefi açıdan baktığımda kitap, varoluşçulukta alışık olduğumuz üçüncü tekil şahıs diliyle bir karakterin yaşamı ve varoluşsal durumları üzerine yapılmış bir analiz içeriyor. Camus’nün en iyi kitabı olduğunu düşünmediğim için 6/10 verdim. Bu kitapta Camus açıkça Yabancı’yı yazmaya hazırlandığını hissettiriyor. Kafa karışıklığı kitaba yansımış, sanki söyleyecek sözü henüz var, bitmemiş bir şeyler olduğunu düşündürüyor. Bunu romandaki ters akışlar sebebiyle de düşünmüş olabilirim.
Sonuç olarak, yaşamın amacını sorgulatan ve isminin aşırı başarılı şekilde seçildiği bir anlatı. Kendi yaşamında iniş çıkışları ve krizleri severler çok sıkılmadan okuyabilir. :)