Yazısı ile başlanmış bir kitap olarak korkunun soğuk kanatlarını hiç hissetmedim açıkcası. Kitap akışı genel olarak güzeldi fakat kendi içerisinde çelişkilere de sahip bir kitap. Örneğin 50`lerinde dediği birisini bir anda 30`larında olarak gösteriyor. Burada tutarsızlıklar mevcut. Sonu umduğum gibi olmadı çünkü kitap sarıyordu, insanı sıkmadan okutuyordu fakat son 100 sayfa haricinde pek bir heyecanlandığımı hissetmedim ve sonda neyin ne olduğunu pek anlayamıyorsun. Her şey çok ani değişiyor ki bu durum karakterler arasında da var. Başkomser konuşuyor zannederken hiç belirtmeden başka bir kişinin ağzından dinlemeye başlıyoruz. Buralar biraz yordu. Konusuna geçecek olursam ise oldukça güzel ve yaratıcı bir konu olmuş. Başı kesik bulunan bir at ve ardından gelişen cinayetlerin birbiri ile bağlantısı çözülmeye çalışılıyor. Aynı zamanda yakınlarda 85 suçlunun bulunduğu bir klinik mevcut ve buradaki en ağır suçlulardan birisinin her cinayet mahallinde DNA sının bulunması daha da gizem katıyor kitaba. Yine de biraz yazmak için yazdığını düşünüyorum yazarın çünkü 600 sayfa okuyorsunuz ve sonuna gelip baktığınız zaman pek bir şey yok diyor insan. Genel olarak kitaplar hakkında olumsuz yorum yapmasam da pek tavsiye edeceğim bir kitap olmadı. Başka bir kitap okunabilir. Gerilimi bir tek kitap bittikten sonra kendi kendime ``Böyle kitap mı biter?´´ diyerek sinirlenirken yaşadım. Yine de okumak isterseniz keyifli okumalar dilerim.

BuzBernard Minier · Pegasus Yayınları · 2014189 okunma

19 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.