Gönderi

. . . Rosenlaui'den Overbeck'e gönderdiği mektupta İnsanca, Pek İnsanca'nın iyi gittiğini yazmıştı: "Her gün altı ile sekiz saat yürüyor ve üzerinde düşündüğüm meseleleri daha sonra çabucak ve tam bir kesinlikle kağıda döküyorum." Bu çalışma tarzı hayatının geri kalanında da aynen devam etti: Saatlerce yürüyerek düşünüyor, daima yanında bir defter taşıyor, sonra da kısa sürede yoğun bir şekilde yazıyordu. Bu tarzı gözlerinin durumu yüzünden benimsemişti: "Günde yaklaşık bir buçuk saat görebiliyorum ... Daha uzun süre okur ya da yazarsam aynı gün çok kötü ağrım oluyor." Tüm olgunluk eserlerindeki aforizmatik üslup salt bir edebi tercih değil -bir keresinde felsefi sorunlara soğuk duşa yaklaşır gibi yaklaştığını söylemişti: çabuk gir, çabuk çık- gözlerinin durumu yüzünden bir gereklilikti. Daha doğrusu gereklilik olduğuna inanıyordu. Zira biri Basel'deki Schiess ve diğeri Napoli'deki Schrön olmak üzere iki doktor, ayrıca bir süre sonra üçüncü bir doktor, gözlerini ne kadar çok kullanırsa tam körlüğe o kadar yaklaşacağını söylemişlerdi. Bu iddia çok yanlış olsa da, gözlerini günde bir buçuk saatten fazla kullanırsa acı çekmesi gerektiğine inanmış olabilir ve bu da sahiden acı çekmesine yol açmıştır ya da en azından ağrısını artırmıştır -tersine bir plasebo etkisi diyebiliriz buna.
Sayfa 352 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
·
42 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.