Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

175 syf.
·
Puan vermedi
ZavallıCIK Varvara
Bu kitabın ismine başka bir kitapta denk gelmiştim. İlk kitabı olduğu belirtilmişti ve merak etmiştim ama aklıma mektuplaşma olacağı hiç gelmemişti. Bir hayal kırıklığı -mektuplaşmalar biraz sıkıcı geliyor- olsa da okumaya başladım. yoksulluk, hastalıklar, acılar, dünün ve bugünün çokta farklı günler olmaması ama ona rağmen insanların duyguları. Mektuptaki yazı diline bakınca ruhsuz olmadıklarını gördüm. Belki belli etmeme çabasından hani bu kadar abartıyla (heyecanla, umutla bahsedilmesi) yazıyorlar ama bunu fark etmek nedense beni şaşırttı. Çünkü "O kadar berbat yaşarken duyguları nasıl bu kadar canlı ve taze kalmış olabilir? Okurken nasıl böyle hissettirdi? Ya gerçek buysa?" diye düşündüm. Asıl çeviri "yoksul insanlar" veya "sefil insanlar" iken bu ismi alması doğrudan söylenmesinden daha kötü hissettirdi nedense bana. Yoksulluğa rağmen zengin bir yürek ve insanlık içindeler. Okurken kaş ortasını kırıştırsa da olaylar, tebessüm de ettirebiliyor ara sıra. sonlarını merak ediyorum; hastalıktan annesiyle aynı sona benzeyecek gibi duruyor. Kısıtlı zamanı nasıl değerlendirecekler? Veya adları çıkacak ve mektuplaşma kesilecek mi? yoksa ilk adam mı ölür? eya varenka başkasıyla mi evlenir? vs... Bir de eski zamanda cidden para olmadığını gördüğümüz gibi günümüzde de insan olmadığını görüyoruz. Yazmak için aşık olmayı bekleyenler ve aşkı bilmeyip ondan korkanlar? Eskinin duygu ve his gerçekliği günümüze kadar pek yetişememiş. Günümüzde yazılan nadir kitaplarda güzel nefretler ve harika düşmanlıklar görüyorum. Bunlar beni mutlu ediyor. !!! BİRAZ SPOİLİ Üç oturuşta bitirdim. Birkaç gün önce sonuyla ilgili tahminlerim vardı ve birisi tutmuş. Mutlu oldum mu hayır. Çünkü en istemediklerimden birisiydi ve hiçte asil bir son değil. (Asil olması için rahatlıktan çok, vefalı ve pes etmeyecek şekilde davranılmalıydı.) Kitaba dönecek olursak 1844'lü yıllardan bu yana çokta değişiklik göstermediğimizi gördüm. Yoksulluk bitmemiş, insanların giyim ve statüsü hâlâ alaya alınıp küçümsenebiliyor. Kitapta bir yer vardı "Yoksulluk değil insanlar utanç verici." gibi bir laf geçiyordu. Kitabın bir cümlelik özeti sayılabilir. Çalışma ortamında mobbinglere maruz kalıyor. Borç için yağmurlu bir günde km'lerce yürümesi, adamın vermemesi sonra kağıda geçirme işinde yaptığı hata ile patron tarafından çağrılırken düştüğü durumla patronun tavrı? Bunu günümüze uyarladığımızda patronun çalışana yaptığı bir olumlu farklılığı gidip diğer çalışanlara da anlatıp kendini değerli ve önemli hâle getirmeye çalışma çabası. Ondan sonra yaptığı iyilik ve fedakârlıklara rağmen makar yerine başkasını tercih edebiliyor. Kitapta adamın agresifliğine ve şiddet eğilimine kadar değinmiş ama sonuç; ismine dâhi gıcık olduğum adamla evlendi. Ha bir de adam Zengi cimriydi. Varvara'ya "Ulan düne kadar sen bu adamdan yardım istemiyor muydun, hadi onu geç adam kendi hayatından çok senin ve senin hayatın için yaşadı. Sen ise yok Bıkov geldi, yok rahatsız oldum, yok şöyle şöyle yaptı evden kovduk vs. derken evleneceğini söyledin. Bu onu bırakman demek ki hadi bu haberi vermekle yetinsen iyi. Adamı terziye ve kuyumcuya yolluyorsun, daha gitmeden bile yüzsüz yüzsüz adama iş kilitledin. Seni yolarım kadın! Bu nasıl bir soysuzluk!"deyip üstüne atılmak istedim. O derece sinir oldum. Makar'a da gelirsek kız evlenme teklifi alınca varlığını unuttu. Onun yüzünden artan sıkıntılarının ondaki değer bilme anlayışı böyleymiş. Kadın sana son mektubu yollarken sen gerçekten gideceğinin farkına vardın. Çünkü hayal kırıklığı ve şok içindeydin. Böyle biri direkt seni gözden çıkarmış ve sana tutabileceğin bir dal bile bırakmadan oluşturduğunuz ağacı kökleriyle birlikte yakmışken belki de aptallık olabileceğini düşündün. Ama en son, gerçekten gittiğini görünce çabalamadığın için kendine kızdın. Biliyor musun bu terzi ve kuyumcuya gitmeden daha çok yaraladı beni. Çaresiz bıraktı seni ondan böyle davrandın, biliyorum. Bunu günümüze uyarladığımızda ilişkilerde sevgi ve aşktan çok para ve gösteriş ön planda. İlişki dediğin sevgiyle olur, aşkla olur, sadelikle olur, bir samimiyeti ve tatlılığı/sıcaklığı olur ama yok. Para tercih edilir, koşulsuz bir sevgiyi parayla elde edemezsiniz ki. Aşkla evlendiğinize siz bile inanmazken diğer insanları inandırabilmek için ilişkinizi bu kadar göze sokmuyor musunuz zaten? (: Ortada bir gerçeklik varsa onu yaşamak yeterli gelecektir. Hiç şova gerek yok. İlk bunun farkına varın. Ayrıca günümüzde yoksulluk sınırı var ama nedense zenginlik sınırı yok. Belki bir gün zenginlik sınırlandırılırsa yoksulluk ve sınırı da ortadan kalkar. :) Kitabı içselleştirip okumazsanız konuyu maddiyat olarak görürsünüz. Asıl sefillik ve asıl acizlik insanlardı. Ve sona bakınca bunu zenginlik değiştirmiyor. :) Günümüzdeki Türk kadınlarının evlilik örneğini tercihle yaşayan Varvara için üzüldüm. Seni bekleyen sonu Makar dürüst ve açık sözlülükle ifade etti de parayla gözün kör olunca göremedin. İnsanlar bazen yaşayarak deneyimleme olayını çok aptalca şeyler için ziyan ediyor. Sonları belli değil sanıyorlar ama kabak gibi ortada sadece akılları yetmiyor...
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 202362,1bin okunma
·
122 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.