Ailenin, her insanın içinde dünyaya geldiği ilk ve en doğal
birlik biçimi olduğu genel bir kabul görür. Bu yüzden, insan
ilişkilerinin bireysel düzeydeki ilk ve en temel kavranış biçimi, ailenin epistemolojik önceliğine dayanır. Dolayısıyla, insanlık tarihi boyunca uzun bir dönem aile ve insanların
kurduğu diğer sosyal birlik biçimleri arasındaki benzerlikler
ve benzemezlikler büyük dikkat çekmiş ve aile siyasal ve
sosyal düşüncenin gelişmesinde çok önemli bir yere sahip olmuştur. Ancak toplumun modern kavranış biçimi, ortak
yaşamı olanaklı kılan özelliklerin, basitçe aile yaşamına özgü özelliklerin daha büyük bir ölçekte yeniden ortaya çıkması
olduğu inancına karşı çıkar. Bu anlayışa göre toplum,· aileden farklı bir birlik kurma biçimidir ve toplumsallık, aile yaşamıyla karşılaştırma içinde kavranamaz.