Gönderi

Az sayıda Müslüman düşünürün kullandığı İttihadı İslam ya da Rabıtatül İslam gibi deyimler, Pan'cı akımlarla (Panslav, Pangerman, Panhellen gibi) çalkalanan Avrupa'da, Panislam korkusunu doruğa ulaştırdı. Eski bölünmüşlük aynen devam ettiği ve ortada tek bir güçlü devlet kalmadığı halde sömürgelerinde Panislam yuvaları aramaya başladılar. Bulamayınca Yıldız Sarayı'nda bir gizli merkez bulunduğu tezi ileri sürüldü. Onları bu korkusunu iyi fark edip Panislam'ı sadece korkuluk olarak başarıyla kullanan II. Abdülhamid'i devirmek için yoğun kampanya sürdürüldü. Oysa bütün araştırmalar Sultanın iki düzine bile ajanı bulunmadığını ortaya çıkardı. Ayrıca, III. Selim'in Tipu Sultan olayında, Sultan Abdülmecid'in Hint ayaklanmasında Halifeliğin etkisini İngilizler lehinde kullanması gibi Abdülhamid de Amerikalılara, Filipinler'deki Müslümanları itaate davet için yardım vaadinden geri kalmamıştı. İslam toplumları dinamizmlerini öyle kaybetmişlerdi ki, kendi içlerinden yükselen Panislamcı sloganlara rağmen, bir Avrupa devletinin katkısı olmadan Panislamı bile yapacak durumda değillerdi. Yapmadığı halde adı Panislamcı diye çıkan II. Abdülhamid'in yerine geçen İttihatçılar başlangıçta Osmanlı Birliği'ni savundular. Gelgelelim bütün cemaatlerde uluscu eğilimler öyle gelişmişti ki Meşrutiyetin ilanıyla birlikte İstanbul'da Çerkezlikten Arnavutluğa, Lazlıktan Kürtlüğe, Rumluktan Ermeniliğe, Araplığa kadar her akımın ideolojisi piyasaya sürüldü. Osmanlılığı tek savunan Türk unsuru kalmıştı.
Sayfa 41 - Boyut YayınlarıKitabı okudu
·
38 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.