Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

21 Temmuz’da da üçüncü Damat Ferit Paşa hükümeti kurulmuştu. Yeni hükümet, ilk işlerinden biri olarak, Dahiliye Nezareti’nin (içişleri bakanlığı) bir bildirisi ile, milli kuvvetlerin dağıtılmasını emretmiş, Denizli Mutasarrıfı da aldığı bu emri Denizli Heyet-i Milliyesi’ne tebliğ etmişti. Bu tebliğe cevap veren, örnek yurtsever ve milli mücadeleci, Denizli Heyet-i Milliyesi Başkanı Müftü Ahmet Hulusi Efendi, insan haklarına ve Mütareke hükümlerine aykırı olarak Anadolu’yu işgale kalkışan ve her türlü kötülüğü yapan Yunanlıların işgallerine ve kötülüklerine engel olarak can, namus ve dinlerini korumak amacı ile ve “hükümetin yapamadığı görevi yapabilmek gayretiyle” silaha sarıldıklarını, bu uğurda ölünceye kadar çarpışmaya karar verdiklerini, bu karara uymak için her taraftan binlerce gönüllünün koşup geldiklerini, tek hedeflerinin bütün düşmanları yurttan çıkarmak olduğunu, halka çok iyi muamele yapan ve Yunanlıların yerine geçmek isteyen İtalyanları bile istemediklerini, çünkü hiçbir yabancı devletin egemenliğini kabul etmeyeceklerini, bu çabalarında herhangi bir asayişsizliğe de meydan vermediklerini, sadece yaşama hakkının savunulması için girişilen bu milli hareketin meşru ve insani bir hak olduğunu, hükümetin ne askeri, ne de başka bir bakımdan halka yardımcı olmadığını, halkın feryadını ileten telgraflara cevap bile vermediğini, bu durum karşısında hayat ve varlıklarını, namus ve haysiyetlerini koruma uğrunda canlarını vermekten çekinmeyen Türk milletinin savunma gayreti içinde bulunduğunu, bunun hükümete baş kaldırma gibi bir anlam taşımadığını, her zaman yasalara uyulduğunu ve uyulacağını, fakat beceriksiz hükümetin kötülüklere boyun eğen politikasına da uyulmayacağını, kurtuluşu sadece silahlarından beklediklerini, hükümetin düşmanları yurttan çıkarması ve kötülükleri önlemesi hâlinde milli hareketin hemen durdurulacağını, aksi halde ölünceye kadar çarpışacaklarını, sonunda başarıya ulaşırlarsa, yine de, milli kanunlarına göre, milli hâkimler önünde yargılanmaya razı olduklarını bildirmişti. Denizli Mutasarrıfı bu cevabı aynen İstanbul’a göndermiş, kendi tezkeresinde de, Denizli’deki kuva-yı milliye hareketinin hükümete karşı bir başkaldırma olmayıp sadece vatanı ve milleti kurtarma amacına yönelik olduğunu, buna güvenilmesi gerektiğini, kaldı ki eldeki hükümet kuvvetleriyle kuva-yı milliyeyi dağıtmanın da mümkün olmadığını yazmıştı.
Sayfa 62 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
·
47 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.