Avrupa Yakası, Yalan Dünya, Jet Sosyete ve Aile Arasında'yı yazmaya başladığınızda yarattığınız ilk karakterleri hangileriydi, öyküler kimlerin üzerinden şekillendi?
Önce ana hikâye ve çatışma, bir de hikâyenin cümlesi aklıma geliyor. Avrupa Yakası'nda birbirine benzemeyen iki kardeşin hikâyesi cazip geldi bana. Ailenin güzelliği üzerine bir temeldir Avrupa Yakası. İyimser bir cümlesi vardır. Abim ve ablamın arasında iki yaş var. Karakterler onlara hiç benzemiyor tabii, hele abimin Volkan'la hiç alakası yok. Ama o kardeşlik duygusu, birbirini sevip yine de minik didişmeler yaşamak tanıdık bir konuydu. Bildiğim alanlardan gitmek istedim. Dergi ofisi bildiğim bir yerdi, kızı oraya yerleştirdim örneğin. Aile tanıdığım ailelere benziyordu; baba, anne...
Oysa Yalan Dünya'nın toplumsal çatışmayla ve kutuplaşmayla alakalı daha simgesel bir yanı vardır. Onun için de Avrupa Yakası'nın pembe şeker kaplamalı dünyasından daha karanlıktır. Ben yazarlık açısından o işimi daha çok beğenirim ama evet, daha az iyimser daha karanlıktır. Seyirci için daha zordur. Kendi içinde düzgün çalışmayan, herkesin birbirini sevmediği bir aile Kocabaş'lar. Ne bileyim; eşini aldatan damat Selahattin, kafası çamaşır suyundan bir dünya bir anne, sorunlu ergen Orçun ve yan tarafta kendi şımarıklıkları, tuhaflıkları olan bir grup bekâr oyuncu, ayrıca iki pavyon kadını. Avrupa Yakası gibi birkaç sivri hariç (Burhan, Gaffur vs, ki sivri olmalarına rağmen kötü insan değildirler) o kadar sevgili ve saygılı, zarif, İyi kalpli karakterlerle dolu değil. Sütçüoğlu ailesininki gibi ideal, pespembe bir evren yok. Ama Türkiye de o dönem pembeliğini, en azından geleceğe dair pembe hayallerini biraz kaybetmeye başlamıştı zaten. Metnin arkasında, "aynı terası paylaşmak zorunda olan ve ayrı tellerden çalan, kusurlu, birbirine önyargılı pek çok insan bir ortak paydada buluşur mu, aynı alanda uyum içinde yaşar mı, keşke yaşasa önermesi vardır. Bu insanlar bir şekilde birbirini sevip, bir arada yaşayabilir mi? Bu umutla yazılmış bir hikâyeydi.
Aile Arasında ise asla yalan söyleyemeyen bir adamın aşk ve iyilik için yalan söylemek zorunda kalması ikilemi ve hayatının ikinci yarısında aşka dair bir şans daha yakalayan iki insanın hikâyesi bana cazip geldiği için ortaya çıktı. Gerçi orada da Yalan Dünya gibi, "ahlak dersi verenler acaba çok mu ahlaklı, hangimizin dünyası daha yalan" alt metni dayanamadı çıktı yine finale doğru.
Sayfa 4 - Gamze İyem / KAYBETTİĞİMİZ KAHKAHAMIZIN KURTARICISI: GÜLSE BİRSELKitabı okudu
·
38 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.