Ve Sen Kuş Olur Gidersin İnsanın acıya sürüklenmesi...
Yalnız olmaya mahkum edilen insanlar...
Durup düşünülecek, konuşulacak çok şey var. Hayatımız gerçekten bizim elimizde mi, tüm çare biz miyiz kendimize?
Yanlış taraftan bakmayagör!
Akıllı bir adam, çok akıllı bence.
Etrafı? Nasipsiz.
Ana, baba, binbir zorluk...
Güç bela bir yere çıkarsın, çıktığın yer bela. Her adım imtihan biz çok fark edemiyoruz. Kurgu veya değil ne fark eder, görünce okuyunca anlıyoruz her adımın imtihanını. Bize bela az rastlamış, az hatırlar olmuşuz imtihanı.
Kitap içeriğine giriş yapmak gerekirse;
Sâhi artık insanlara bir şey anlatılamıyor. Ne ara bu kadar menfaat peşinde koşar olduk da huzurlu olmanın kıymetini unuttuk? "İnsanlara bir şey anlatmaya çalışmak buharlı bir cama yazı yazmaya benziyor. Özenle yazıyorsun, apaçık belli oluyor anlattıkların. Sonra silinip gidiyor." demiş karakterimiz. Anlattıklarımız da, güya anladıklarımızda silinip gidiyor. Dedim ya menfaat peşinde koşuyoruz, bunlar işimize yaramıyorsa at çöpe gitsin.
Çok alıntı yapmak istemiyorum ama bir yere değinmeden geçmek de istemiyorum. Kitaptaki karakterimizin yakınmalarından biri de: "Gerçek şu ki; bir tek kişiye bile olsa doğruyu rahatça söyleyebilmek için her gece dua ederek yatıyorum." Altını çizip ok çıkararak"Dost?" diye bırakmışım orayı. Bu cümleyi okuyunca çok sevdiğim bir hocamın sık sık "Sizin dostunuz var mı?" diye sorduğunu hatırladım. Her sormasında kalbim sıkışırdı. Çünkü sorudaki dostluğun altında yatanın bir arkadaşlık ilişkisi olmaktan çok öte olduğunu biliyordum. Hocamın ifadesiyle eğer gerçekleri tüm çıplaklığıyla anlatabilecek CESARETİ gösterdiğimiz birisi (bir kişi) varsa kendimizi çok şanslı hissetmeliydik. En yakınımız olarak gördüğümüz kişiye bile şeyleri anlatırken ufak değişiklikler kaçamaklar yaparız, hep. Bu yüzden zordur bir dostluk kurmak. Kahramanımızın hayatı boyunca tutunacak bir dalı olmaması onu tabiri caizse yerlerde sürüklemiş diyerek bağlamış olayım. Bir solukta okunur ama bir solukta okumanızı tavsiye etmem. Biraz düşünelim ya hu, bizdeki ne bu acele!
Dost bilene küçük bir tavsiye olsun madem, selametle...
