Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Kafkas mücahitlerinin lideri Gazi Muhammed yardımcılarından Şeyh Şamil'i Gimri Muhaberesinin yapılacağı günün sabahı yanına çağırır ve: "Kardeşim Şamil! Bu savaşta şehit olsam gerektir. Benim yerimi Hamzat alacak. Onun kısa süren imamlığından sonra da sen başa geçecek, senelerce Kafkasya'ya hükmedeceksin. Namın cihanı tutacak, Çar ordularını perişan edeceksin. Bu savaştan sonra Gimri'den çekilsen bile yine kurtarır, mezarını düşman çizmeleri altında bırakmasın inşallah." Muharebenin şiddetlendiği bir anda, Gazi Muhammed'in ölüm haberi ulaşınca Şeyh Şamil, yüreğini dağlayan bu habere rağmen, kılıç sallamaya devam eder. Rus askerinin biri ölür, onu gelir üzerine. Sonunda o da ağır yaralanır ve baygın vaziyette düşer. Gimri Camiinin müezzini Muhammet Ali, durumu uzaktan fark edip, hemen koşarak onu muhabere alanından çeker ve bir mağarada saklar. Şeyh Şamil'in kaburga köprücük kemikleri kırılmıştır, göğsünden ve sırtından kanlar akmaktadır. Bu arada, kayınpederi Abdülaziz Efendi de gelir, yaralı damadını tedaviye koyulur. Ali, 1797 yılında, bu topraklarda doğmuştu, yani Gimri'de. Küçük yaşta çok ağır bir hastalık geçirmiş, babası da adeta uyarak Şamil ismini vermiştir kendisine. Şamil, çocukluk döneminden itibaren zamanın ulemasından ders alarak yetişir. Otuz yaşına geldiğinde, tefsir, hadis, fıkıh, edebiyat, tarih, sarf nabv ve fen bilgilerini, Said Hennani'den zahiri, Cemalleddin Kumuki'den ise batıni ilimleri öğrenir. Daha sonra, arkadaşları ile Irak'a gider ve Mevlana Halid-i Bağdadi'nin yanında öğrenci olur. Şeyh Şamil, bilim ile meşgul olurken, Kafkasya Müslümanlarının Gazi Muhammet önderliğinde Ruslara savaş açtığı haberi gelir. Mürşidi Mevlana Halid-i Bağdadi ise, halifelik de vererek, öğrencisini memleketine gönderir. Şamil, artık hem rehber olacak, hem de vatanını yabancı çizmelerden kurtarmaya çalışacaktır. Çocukluk arkadaşı Gazi Muhammet şehit olmuş, kendisi de ağır yaralı olarak yataklara düşmüştür. Fakat, Şeyh Şamil ümidini kesmez. Gazi Muhammet'in savaştan önceki sözleri kulaklarında çınlar. "'Çar ordularını perişan edecek ve mezarımı düşman çizmeleri altında bırakmayacaksın!" 1832 senesinde şehit düşen Gazi Muhammet'in yerine, Hamzat Bey imamlığa seçilir. 3 sene süren başarılı mücadeleden sonra, 1835 yılında, Cuma günü, o da Hunzah Camii'nde şehit edilir. İmamlık yani liderlik vazifesi bu defa Şeyh Şamil'e teklif edilir. Şamil, tevazu göstererek daha ehliyetli olan birinin seçilmesini isterse de, Gohlok'ta toplanan alimler ve milletin temsilcileri, her türlü yetkiyle donatarak, onu imamlığa getirirler. 32 yaşında İmam olan Şeyh Şamil, Rusların ancak düzenli bir ordu ile dize getirilebileceğini, örgütlenirlerse Çar ordularını perişan edebileceklerini, dışardan hiç bir yardım alamayacaklarını düşünür. Etkili konuşmasıyla halkı coşturur, vatan müdafaasında şehit düşenlerin Cennetle ödüllendirileceğini, dinin emirlerine ve yasaklarıma uymanın ancak hürriyet ile mümkün olabileceğini söyler. İki metreyi aşan boyu, atletik yapısı, metaneti, ilmi kudreti ve sarsılmaz imanıyla kitlelerin günülerini fetheder. Sohbetinde bir sefer bulunanın bir daha kendisinden ayrılması mümkün değildir. Böylece, kısa zamanda, dağınık halde bulunan birlikleri toparlamayı başarır. Müritleri ile birlikte Rusya'ya boğun eğmeyeceklerine, ölünceye kadar savaşacaklarına dair yemin ederler. Artık mücahitler, Rus birliklerinin korkulu rüyası haline gelmiştir. Şeyh Şamil'in basit silahlarla yaptığı mücadeleye, Ruslar, kalabalık birlikler ve ağır silahlarla cevap verir ama her defasında hezimete uğrayıp geri çekilirler ancak çok kalabalık olan Rus kuvvetleri karşısında da zorlanıyor da değildirler. Nitekim, Ahulgoh çarpışmalarında, büyük kayıpların yanı sıra hanımını, bir oğlu ve ablası şehit düşerken büyük oğlu Cemalettin de rehin alınır. Şamil, çok sıkıntılı yolculuktan sonra, bir avuç müridiyle Çeçenistan ormanlarına kadar ulaşır. Çeçenler, onu ve mücahitlerini bağrına basarlar. On yıl önce Gimri'de açılan mücadele bayrağı, bundan böyle Çeçenistan'da dalgalandırılacaktır. Ahulgoh'a Şamil'i elinden kaçıran Rus Çarı Nikola, değişik taktikler uygulayarak direnişi kırmaya çalışır ve Şeyh Şamil'in başını getirene 300 Ruble ödül vaat edilir ancak yedisinden yetmişine kadar bütün Çeçenler, İmam Şamil'in gönüllü destekçisi olmuşlardır. Çar, vakit geçirmeden General Grabe komutasında 10 bin kişilik bir orduyu Şamil'in üzerine yollarlar ama savaşta 4.700 asker ile 66 subay kaybederek, bütün lop, tüfek ve cephanelerini de bırakarak kaçarlar. Şeyh Şamil, bir yandan Ruslara karşı silahlı mücadelesini sürdürür, bir yandan Kafkas gençlerini, dini öğrenime teşvik eder. Çar Birinci Nikola, ordularını en seçkin generallerini, Şeyh Şamil'i yakalamak için görevlendirir. Napolyon'u mağlup eden bu ünlü general Fraytag, Svats, Klugenav, Arguniski'dir. Kalelere bıraktıkları ihtiyat kuvvetleriyle, emirlerindeki ordunun asker mevcudu 50 binin bulmaktadır. Dört koldan harekete geçerler. Sonuç yine Rus ordularının hezimeti ve bir avuç Müslüman'ın zaferidir.
·
62 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.