Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Kuzey Kafkasya Birliği
Çeçen İsyanları tüm çabalara rağmen istenen başarıya ulaşamayınca Kafkasya'da Rus egemenliği uzun süre devam eder. Yıllar sonra Kuzey Kafkas Birlik İcra Komitesi de kendine verilen yetkiye dayanarak 11 Mayıs 1918'de Kuzey Kafkasya'nın bağımsızlığını ilan eder. Bu tarihi belgede şöyle deniliyor: 1- Kafkas Dağlılar Birliği, Rusya'dan ayrılarak müstakil bir devlet kurma kararını vermiştir. 2- Yeni devletin ülke sınırları: Kuzeyde: Dağıstan, Terek, Stavropol, Kuban ve Karadeniz nam vilayet ve merkeze bağlı yerlerin eski coğrafi sınırları Batıda: Karadeniz, doğudan Hazar denizidir. Güney sınırları: Güney Kafkas hükumetleriyle yapılacak anlaşmalara göre sonradan tespit edilecektir." Hükümet yetkilileri de şu kişiler idi: Devlet başkam: Abdülmecit Çennoy. Başbakan Yardımcısı: Ali Riza Pişmab. İçişleri Bakanı: Reşit Kaplan. Dışişleri Bakanı: Haydar Bammat. Milli Müdafaa Bakanı Nuh Tarkolu. Maliye Bakanı: Wassan Giray Cabağı. Ulaştırma Bakanı: İbrahim Haydaroğlu. Meclis Başkanı: Zübeyr Termihan. Bir süre sonra Gürcistan, onu takiben Azerbaycan ve Ermenistan bağımsızlıklarını ilan ederler. Bu suretle, birleşmiş kuvvetli bir Kafkasya yerine dört cılız cumhuriyet kurulmuş olur. Kafkasyalıların Rusya'dan ayrılarak istiklal ilan etmeleri üzerine Rus baskısı hissedilir şekilde artar. Bu arada Rusya'da iç savaş başladığından Sovyet Dışişleri Bakanı Çiçerin bir demeç yayınlar: "Biz bütün dünyanın önünde açıklıyoruz ki, SSCB hiç bir zaman yabancı toprakları basına ve oralarda Sovyet rejimini kurma amacını gütmemiştir. Kuzey Kafkasya işçi ve köylüsü, özellikle sizin Cumhuriyetinize gelince, Sovyet Rusya'nın elde silahla üzerinize yürümeye cumhuriyetinizde Sovyet rejimini kurmaya dileği yoktur. Sovyet Rusya, milletlerin kendi yazgılarını seçme özgürlüğüne saygılıdır. Eğer siz, Kafkasya Müslümanları, Cumhuriyetinizin idare biçiminden memnunsanız barış içinde yaşayınız, gelişiniz. Ve bizimle iyi komşuluk ilişkilerini koruyunuz. Ancak bu göstermelik bir tutma hareketidir. Yoksa, rejim, çok zengin olan Yeni Kuzey Kafkasyalılar Cumhuriyeti'yle üç Kafkas ötesi Cumhuriyetleri olan Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan'ın varlığını gönüllü olarak tanımak dileğinde değildir. Rusların genişleme hırsına bu kere ekonomik etmenler de katılır. Petrolsüzlük Rusya'yı boğmaya başlamıştır. Aynı ihtiyacı savaş dolayısıyla Almanya da hissetmektedir. Bu yüzden Berlin ile Moskova arasında gizli bir Protokol imzalanmış bundan cüret alan Ruslar, Kafkasya'nın Türk ve Müslüman kısınma açıktan açığa müdahaleye başlamışlardır. Hedef Bakü-Grozni-Maykop petrol sahalarıdır. Bu arada Kafkas halkı arasında da dört akım vardır: 1- Fakir ve propagandaya kapılmış olanlar Bolşevikleri istiyordu. 2- Çarlık ruhu ile yetişenler beyaz Ruslar tarafına geçmekte tereddüt etmiyorlardı. 3- Yaşlı ve İslam dinine bağlı olanlar "İmamlık devri"ni dirilterek eski şekilde bir hükumet kurmaya çalışıyorlardı. 4- Aydın milliyetçilerin davası modem cumhuriyeti yaşatmaktı. Son iki grup hürriyet ve istiklal davasında tamamıyla birleşiyorlardı. Kuzey Kafkasya ve Azerbaycan'ın özerk birer devlet olarak ayakta durabilmeleri için mutlaka dıştan yardım görmeleri gerek görünüyordu. Bunu da ancak Osmanlı Devleti yapabilirdi. Bu amaçla Kuzey Kafkas ve Azerbaycan heyetleri İstanbul yolunu tutarlar. Bab-ı Ali, Kuzey Kafkasya ve Azerbaycan Cumhuriyetlerini resmen tanır. Yardımda bulunmayı da vadeder. Batum da toplanan konferansta bunlar anlaşmalara bağlanır. Nuri Paşa'nın kumandası altında bir İslam ordusunun yardıma gönderilmesi de kararlaştırılır. Ancak bu antlaşma Osmanlı Hükumeti ile Alman Hükümeti'nin arasını açar. Uzun görüşmeler sonucu Bab-ı Ali ağır basar. Sonuçta Almanya, Avusturya, Macaristan ve Bulgaristan, Kafkas Cumhuriyetleri'ni resmen tanırlar. Bu görüşmeler devam ederken Bakü'yü elde bulunduran Rus çeteleri, Türkleri kitle halinde öldürmeye başlar. Bu katliam üzerine Güney Kafkasya Türkleri Kuzey Kafkasya hükumetinden acele yardım ister. Bu acı haber Çeçenistan'da heyecan yarattı. Albay Şemsülvara Basarulov Kumandasında 1. ve 2. Süvari alaylar ile topçu, ağır makineli grupları ve gönüllülerden oluşan imdat kuvvetleri yola. çıkarılır. Bu kuvvetler 23 Nisan 1918'de Kaçmaz'da karşılaştığı Rus kuvvetlerine ağır bir darbe indirir ve ilerler. Türk ordusunun Kuzey Kafkasya Azerbaycan Cumhuriyetleri'ne gelme işinin ciddi bir aşamaya girmesi üzerine, bu kez İngilizleri telaş alır. Müttefiklere Kafkas petrol sahasını kaptırmamak için, İran da bulunan Rus-Kazak ve Ermeni birlikleri General Biçerabof'un kumandasında örgütlendirilerek yola çıkarılır. İngiltere tarafından yardımlarla harekete geçen Rus generallerinin ortak gayesi, eski temellere dayanan parçalanmaz bir Rusya kurmak, başa da Çar'ı getirmekten ibarettir. Bu arada İsmail Hakkı Berkok'un elinde 74 subay ve 577 astsubaydan ibaret bir asker taburu dağ yoluyla Dağıstan'a gelir. O sıralarda Dağıstan silahlı kuvvetleri Albay Caferov'un kumandasında General Biçerehof'a karşı cephe almış durumda idi. İsmail Berkok Bey de gelir gelmez teşkilat kurmaya başlar, bu durum tüm Kafkasyalıların moralini yükseltir. Daha sonra Süleyman İzzet Bey'in kumandasındaki 15. Türk Tümeni sahil boyu kuzey yönünde ilerlemeye başlar. 5 kasımda Petrovski (Şamilkala) ye taarruza başlar. Kasımın 7'sinde şehir işgal edilir. General Biçerehof kuvvetleri deniz araçlarıyla çekilip giderler. Tarki dağında kalan Dümdar birlikleri de tamamen imha olur. İki asırdır Ruslara karşı yaptıkları savaşta büyük bir özlemle Osmanlı Devletinden yardım ve ilgi bekleyen Kafkasyalılar, temiz milli duygularla gelen kahraman Türk askerlerini ilk defa gözleriyle görürler. Bundan çok büyük bir gurur ve sevinç duyarlar. Bu atada Türk Silahlı Kuvvetleri Kumandanı Yusuf İzzet Paşa da karargâhı ile gelir. Yusuf İzzet Paşa aslen Çerkes'tir. Kuzey Kafkasya'nın tabii sınırları içinde bir an evvel kurulmasını temin hususunda Milli Hükümetle sıkı işbirliği yapması için kendisine geniş yetki verilmişti. Şimdilik Dağıstan kurtulmuştu. Fakat Kuzey Kafkasya'nın batı kısmında durum ağırdır. Terek, Stavropol ve Kuban'daki Rus ve Kazakların yaptıkları baskı dolayısıyla milli kuvvetler serbestçe harekete geçemez. Bütün bunları düzene sokmak için ciddi askerî tedbir almak gereklidir. Bu amaçla Kafkasya'da Şamil alayları oluşturulur. Tam bu sırada acı bir haber duyulur. Mondros mütarekesi imzalanmıştır... Bir süre sonra, İtilaf Kuvvetleri Kumandanlığı'nın ısrarı üzerine, Kafkasya'daki Türk askeri birliklerinin derhal geri dönmeleri İstanbul'dan emredilir. Geleli iki ay bile olmamış olan bu kuvvetler geri dönerler. Bu, büyük bir darbedir. Zira yeni kurulan devlet teşkilatları imkanlarından dahi mahrum kalmıştır. Kısa bir zaman içinde İngiliz kuvvetleri, General Thomson kumandasında, Bakü'yü işgal ederler. İlk hamlede Kafkas hükümetlerine cephe alan bu general, sonradan durumunu değiştirir. Albay Ravlison'u resmi temsilci göndermek suretiyle Kuzey-Kafkas hükumetini gerçekten tanır. Bunu Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan hükümetlerinin tanınması takip eder. General Thomson, Kafkasya'da bunları yaparken, İstanbul'daki İngiliz Kuvvetleri Kumandanı General Miln de Çar generallerinden Denikin'e hudutsuz yardımlar yaparak parçalanmaz bir Rusya kurmaya çalışır. Ruslardan kalan zengin cephane stokları, cephane fabrikaları, Gürcistan'da bulunuyordu. Gürcülerden bunlar istenir ama Gürcüler vermezler. Kuzey Kafkasya'nın her tarafında cephane toplamak ve ordu kurmak için halk seferber edilmiştir. Bu sırada Bakü'de bulunan General Thomson'dan yardım istenir. General Thomson maddi yardımda bulunmaz, fakat Şimali Kafkasya devletini tanımak ve tanıtmak için elinden geleni yapar. Bunun üzerine hükümet istifasını verir. 1 Aralık 1918 'de Pşimaho Kosok yeni hükümeti kurar. Abdülmecit Çennoy, İbrahim Haydaroğlu ve Dr. Hazarakoftan oluşan bir heyet, diğer Kafkaslı heyetlerle Paris'e hareket eder. Avrupa'da bulunan Dışişleri Bakanı Haydar Bammat'a da heyetin hareketi bildirilir. Heyet Paris Barış Konferansı nezdinde girişimlerde bulunurlarken, General Denikin kuvvetleri Çeçenistan'a saldırır. Goyti ve AlhanYurt'ta kanlı savaşlar olur. 20.000 şehit verilir bunun en az 1000 kadarı erkeklerle beraber omuz omuza dövüşen kadınlardır. Pşimoho Kosok hükümeti çekilmek zorunda kalır. 12 Mayıs 1919'da Mikail Halil başkan olur. General Mikail Halil, tecrübeli bir asker olduğu halde, kendinden beklenileni yapamaz. Beyaz Rusları ikna ermesi gerekirken, verdikleri ültimatoma boyun eğer ve Milli Meclisi dağıtır. Bunun üzerine Kuzey Kafkasya'da o güne kadar görülmeyen generaller hakimiyeti kurulur. Dağıstan hakimi General Mikail Halilov, Çeçenistan hakimi General Aliyof, Osetya hakimi General Habayof, Kabartay hakimi General Bakiviç-Çerkaski vs. Bir taraftan memleket parçalanıyorken diğer taraftan Denikin, köklü bir teşkilat yaparak, Bolşevikler'e karşı gelmek için yardım maskesi altında Haccac'a rahmet okutuyordu. Halk ağır vergiler altında eziliyordu. Örneğin, Denikin'in aldığı vergilerden bir kısmını sayalım: İnguşlardan hane başına 2000 rublelik koyun, 60 put mısır (her put o zaman 40 ruble idi), bir mavzer, 200 fişek, 1 tabanca... Her üç hane başına da donanmış bir binek hayvanı istiyordu. Kabartay'da, Çeçenistan'da, Osetya'da Dağıstan'da bu adetler iki misli olarak tahsil ediliyor gönüllü ordu hesabına çıkarılacak askerin donatılması masrafı ayrı idi... En fecisi, milli istiklali lağvetmeye uğraşan kuvvete yardım etmek üzere her mıntıkada, her köyden 15 ile 30 arasında donanmış gönüllü asker talep olunuyordu. Bu resmen bir eşkıyalık idi. Dağlı kalbi bunu nasıl kabul edebilirdi..." Bu olaylar halk arasında derin bir tepki yaratır. Büyük halk önderi Uzun Hacı harekete geçer. Haziranın ortalarına doğru Ali Hacı ile İbrahim Hacı'yı Sudahor'a davet ederek cihada başlamak gerektiğini bildirir. Bundan telaşa düşen General Halilof yerli kıtaları kullanmak ister. Fakat bunun daha kötü sonuçlar doğuracağı hissedilince Şamil alayları geri alınarak yerlerine General Şatilof Kolordusuna bağlı Kazak müfrezeleri getirilir. Bu hal halkın heyecanını körükler ve dağdaki Rus garnizonlarına karşı baskınlar başlar. Bu garnizonları takviyeye gelen kuvvetlerden iki Plaston piyade taburunu, Uzun Hacı'nın oğlu Gergebil tamamen imha eder. Diğer iki taburu da Ali Hancı'nın cemaati, Dişlebar'da kılıçtan geçirir... Dağıstan'ın batısındaki harekatı Uzun Hacı bizzat idare etmek suretiyle, Botlih Vidino Şatoy garnizonlarını düşmandan temizledikten sonra Gudermes, Grozny, Beslan, Nazran'a baskınlar yapmak suretiyle bütün Çeçenistan'ı Ruslara karşı harekete geçirir. General Denikin, güneyde ağır durumuna düşen kolordusunu desteklemek üzere, Moskova'ya doğru ilerleyen kuvvetlerden bir kolordu daha ayırıp Kafkasya'ya gönderir. General Varangil'i de bu harekata memur tayin eder. Kuzey Kafkasyalıların Denikin'e karşı yaptığı mücadele Bolşeviklerin işine geldiği için desteklenir. O sıralarda Kuzey-Kafkasya gizli Komünist teşkilatını Celal Korkmazov idare ediyordu. Bu kişi bir kısım gençleri etrafına toplamış, teşkilat kurmuş fakat halkın bir türlü yakınlığını kazanamamıştı. Bu bakımdan mücadelenin genişlemesini Moskova'dan aldığı talimata göre temin edebilmesi için milliyetçilerle anlaşmaya mecburdur. Sağcı ve solcu unsurlardan birleşmiş bir "Müdafaa Heyeti" kurulacak, bu heyet mücadeleyi idare edecek ve ilk fırsatta milli hükümeti kuracaktır. Celal Korkmazof ve Ali Han Kantemir derhal Lavaşa'ya hareket ederler ve Ali Hacı ile anlaşarak onun başkanlığında bir heyet gönderirler. Gürcistan da Kazım Bey'in kumandasında 49 vagon mühimmat sevk eder. Kazım Bey Çeçenistan'da istiklal mücadelesine devam etmekte olan Uzun Hacı ile birleşmek ister fakat iki mıntıkanın ortasındaki hakim bir noktada olan Hunzak kalesindeki Ali-Man Kayıtmaz Beyaz Ruslarla birlik olmuş, emrindeki Rus ve yerli kuvvetlerle yolu kesmiştir. Beyaz Ruslara karşı yapılan bu savaş bir yıldan fazla sürer. General Denikin 1919 yılında nihayet Bolşeviklere yenilir. Bunun üzerine Sovyet Rusya'dan aldığı gizli yardımlarla teşkilatını kuvvetlendirmiş bulunan Celal Korkmazof derhal faaliyete geçerek Nuri Paşa ile Kazım Bey'i Dağıstan'dan çıkarır. Amacı Kızıl harekatı sekteye uğratmaktadır. Şimali Kafkasya'da ayakta kalan tek milli kahraman 65 yaşını geçkin olan Uzun Hacı idi. Hasta ve yatakta olmasına rağmen mücadeleden yılmaz. Sorumluluğu paylaşmak üzere 11 Mayıs 1920'de Vidono civarında Kayişyurt'ta kurultay toplanır, gelenlerin çoğu din adamıdır. Türkiye'den İsmail Berkok, Azik ve Mustafa Şahin de vardır. Uzun Hacı son dakikalarını yaşamaktadır. Toplantıya gelemez, isteklerini yazılı olarak bildirir: Mücadelenin bırakılmamasını, milli harekatın kuvvetlendirilmesini, kendinden sonra İmam Şamil'in hayatta ve Türkiye'de olan tek oğlu Kamil Paşa'nın başkan seçilmesini önerir. Uzun Hacı ölür, Bolşevikler hızla ilerler, hükümet dağılır, Rus orduları Azerbaycan'a girer, bütün Kafkasya'yı ele geçirir. Kuzey Kafkasya'da Sovyet idaresi kurarlar. Dağıstan'da Celal Korkmazov, İnguşistan'da Zazikof, Çeçenistan'da Ejder llanof, Osetya'da Simon Takoyef, Kabartay ve Balkar ülkelerinde Kalmukof, Çerkezistan'da Hamit Ho, başa geçer. Ancak gene de Kamil Paşa'ya haber ulaşır. Kendisi yaşlı olduğu için 20 yaşındaki oğlu Said Şamil'i yollar. Şamil'in torununun Tiflis'e geldiği ve memleketi Bolşeviklerden kurtaracağı haberi her tarafa yayılır. Halk silaha sarılır. Bolşeviklere karşı mücadele başlar. Diğer taraftan, Dağıstan'da isyanın başladığı haberini Tiflis'te bulunan Şamil'in torununa ulaştırmak için İbrahim Hacı derhal yola çıkarılır ve harekata başkanlık etmesi Said Şamil'den resmen istenir. Said Şamil de eylülün başlarında Ligadoh yoluyla Dağıstan'a girer. Bolşeviklerin bu konu ile ilgili yayınlarında Said Şamil'in hariçten yardım gördüğü söylenir. Halbuki bu yolculuğunda Said Şamil'e 50-60 kadar Dağıstanlı ve Çeçen vatansever eşlik eder. Bunların arasında Şerafettin Erel de vardır. Dağıstan'a harekatından evvel Said Şamil, Gürcistan Hükümet Başkanı ile aynı zamanda Tiflis'te bulunan Fransız Askeri Heyeti Başkanı Albay Kok'la da görüşerek Bolşeviklere karşı yapılacak mücadelede ne dereceye kadar yardımda bulunabileceklerini öğrenmiş olacak ki Albay Kok ile teması korumak ve yardım ettiği taktirde bunu muayyen dağ yollarından mücahitlere ulaştırmak üzere Çeçenlerden Albay Murteza Ali Kariye, Dağıstanlılardan Albay Muhammed Hamdiev ve yüzbaşı Mikail Firalov'u bu işle görevlendirilmiştir. Savaş Dağları'nın lehine olarak başlar. Bu ana kadar Dağlıların elde ettikleri başarılar, Ruslardan ganimet yoluyla elde ettikleri silah ve cephane sayesinde olmuştu)!. Fakat savaş için gerekli araçlar yoktur, Sait Şamil'in ümit ettiği yardımlar da yapılmaz. Zira kışın bastırmasıyla Dağıstan'la Gürcistan arasındaki bütün dağ geçitleri kapanmış, bu suretle dışarıdan hiç bir yardım yapılamamıştır. Bu arada Kızıl ordu Gürcistan'ı da istila eder. Dağıstan ve Çeçenistan da ise savaş bütün şiddetiyle devam eder. Bu mücadele eğer ilkbahara kadar devam ettirilebilirse düşmanların yeneceklerine inanırlar. Kızıl ordu 1921 Şubat ayında Gürcistan'ı işgal eder. Bu işgalden sonra dış ülkelerle irtibatı tamamen kesilmiş olan Dağıstanlılar ve Çeçenler, ellerindeki son kurşunları tükeninceye kadar mücadeleye devam etmişler, fakat alınlarında yazılı olan sonuçtan kurtulamayarak Kızıllara karşı açtıkları bu istiklal savaşını da kaybetmişlerdir. Said Şamil ve diğer bazı mücahitler Kızıl Ordu'nun eline geçmiş bulunan Gürcistan topraklarından büyük bir zorlukla Türkiye'ye kaçar. Prag'a gider ve orada göçmen gençlerden oluşmuş birleşmiş bir kongrede Kafkas Dağları "Halk Fırkası"nı kurar. 1918 Mayısının 2'inde istiklalini ilan eden Kuzey-Kafkasya Hükûmetinin bir yılı Beyaz, bir yılı da Kızıl Ruslara karşı yapılan savaşlarla geçer. Kuzey-Kafkasya Hükümeti ve halkı bu kanlı savaşlara devam ederken Güney Kafkasya'daki komşu devletler herhangi bir ciddi faaliyet göstermezler. "Bu hükümetlerin ellerinde oldukça iyi talim ve terbiye görmüş mühim askeri kuvvetler olduğu halde Kızıl ordu karşısında en fazla 15 gün dayanabilmişlerdir." Çar hükümetinin devrilmesinde, Kafkasya'nın da büyük etkinliği olmuştu. Fakat Komünistler, onları da bu faaliyetlerine karşılık, ödüllendirmek yerine kötü bir şekilde cezalandılar. Çünkü kızıllarının arzularının gerçekleşmesinde ilk defa yem olarak Kafkasyalılar kullanıldı. Çarlık Rusya'sıyla Komünizm arasında savaş, şiddetle devam ederken, Kafkasya'nın kuzeyinde, Çeçenistanlı Abdülmecid Çermoyif yönetiminde Dağıstan'ı, Çerkes ve Çeçeni içine alan, bir birleşik Cumhuriyet kurulur. Kafkasyalılar, Abdülmecid Çermoyifi, Çarın muhafızlarının kumandanlığı zamanında, memleketine çok hizmeti dokunduğundan, kendilerine başkan seçmişlerdir. O, Çarlık Rusya'sı ile Komünizmin arasında savaş, olanca şiddetiyle devam ederken, Çarlara ve Komünistlere karşı savaşa girişen milletine katılır. Çünkü onlar, iki taraftan hiçbir sözünü tutmamıştır. Komünistler, "Goyti" beldesinin şeyhi, Hacı İbrahimi ve Çeçenistan'ın "Şiyle" yöresinin şeyhi Molla Şuayıp'ı Çarlığa karşı, kendileriyle birlikte savaştıkları taktirde, harp bittikten ve zafer elde edildikten sonra, Çeçenistan'a istiklal verilip, kendilerini de oraya reis olarak tayin edeceklerini vaat ile elde etmeye çalışırlar. Savaş biter bitmez, Moskova emrinde bulunan on adamı, o iki şeyhe gönderip, Marks'ın prensiplerini uygulamaya koymak konusunda ilk adım olarak, mülklerinin teslimini ister. Fakat onlar, İslamiyet'e aykırı olduğundan, Kikalo ile on adamının, bu teklifini şiddetle reddederler. Bulundukları odadan dışarı çıkarak, binayı içindekilerle birlikte bombalarlar. Komünistler, bu olay üzerine, iki bin beş yüz asker gönderip, bu köyü kuşatırlar. Fakat orada, kırk Çeçenden başka kimse yoktu. Çocukları ve kadınları, başka ve emin bir yere göndermişlerdir. Bir günde 300 asker öldürülür. Komünistler, bunların savunma kuvvetini anlayınca, hileye başvururlar. Kadınların ve çocukların saklandıkları yeri bulur ve kadınları önlerine katıp götürtmek isterler. Fakat kadınlar, direnirler. Tehdit amacıyla, çocuklarını öldürürler, yine de teslim olmazlar. Nihayet teslim olmalarını istemeleri için kadınlardan bir heyet gönderirler. Fakat erkekler, razı olmaz; ancak şehit olmaktan başka bir şeyi kabul etmezler. Vahşiler, derhal hücuma geçerek, üç şeyhle beraber bütün mücahitleri şehit ederler. Komünistler; Gürcü Sir Goergeniker'i, Kafkasya'da, Komünizmi tanzim ve Müslümanlara baskı yapmak için, gönderirler. Buna karşılık Çarlık kumandanı Denikin, Kafkasyalılara yaklaşır ve onlardan yardım ister. Oysa, Kafkasyalılar onların zulüm ve Sibirya'ya sürmelerinden uzun zaman, sıkıntı çekmişlerdi. Kafkasyalılar vatanlarını korumak amacıyla, her iki tarafla sava1mayı, memleketlerini yabancılardan temizlemeyi tercih ederler. Bıkkınlık ve yılmak tanımayan bir irade ile vahşi askerlere karşı savaşırlar, kahramanlık örneği verirler.
·
184 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.