Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Ignatius J Reilly - dayanamadım paylaşıyorum
Hiç düşünmeyen ve aldırmayan bir toplumda hayatımı kazanabilmek için dişimle tırnağımla savaşır, çöl botlarımın tabanını Fransız Mahallesi’nin eski, kaldırım taşı döşeli yollarında aşındırıp adi, tırtıklı lastiğe dönüştürürken, aziz (ama yoldan çıkmış), eski bir tanışıma rastladım. Bu yozlaşmış insana ahlaksal üstünlüğümü kolayca kabul ettirdiğim birkaç dakikalık sohbetin sonunda kendimi bir kez daha zamanımızın bunalımlarını kara kara düşünürken yakaladım. Her zamanki gibi denetlenemeyen, aklına eseni yapan beynim bana öyle yürekli ve görkemli bir tasarı fısıldadı ki, duyduklarım beni bile ürküttü. Tanrılara yaraşır zihnime, “Dur!” diye haykırdım. “Çılgınlık bu.” Yine de beynimin öğütlerine kulak vermeden edemiyordum. Bana, Dünyayı Çöküşten Kurtarmanın Yolu’nu fısıldıyordu. Orada, mahallenin aşınmış taşlarının üzerinde, züppe arkadaşlarını kardeşlik bayrağının altında toplayan, Dorian denen o solmuş çiçeğe yardımcı olmaya yemin ettim. İlk adımımız, aralarından birini çok yüksek bir mevkiye getirmek olacak – Fortuna’nın yardımıyla devlet başkanlığı bile olabilir bu. Sonra orduya sızacaklar: Asker oldukları için kardeşlik duygularını geliştirmek, üniformalarını bir deri gibi bedenlerine yapışacak biçimde diktirmek, yeni ve çeşitli savaş giysileri yaratmak, kokteyl parti vermek, vb. ile uğraşmaktan savaşmaya vakitleri kalmayacak. Sonunda Genelkurmay Başkanı yapacağımız kişi yalnızca modaya uygun giysilerle dolu olan dolabıyla ilgilenecek, bu dolap yoluya ister Genelkurmay Başkanı, isterse ilk balosuna katılan genç kız olabilecek; artık canı hangisini çekerse. Buradaki yekvücut olmuş hemcinslerinin başarısını görünce, dünyanın öteki sapıkları da kendi ülkelerindeki orduyu ele geçirmek için birleşecekler. Yoldan çıkmış olanların yönetimi ele geçirmede zorlandığı bazı gerici ülkelere ayaklanmacılarımızı gönderecek, hükümeti devirmeleri için onlara destek olacağız. Yeryüzündeki bütün hükümetleri alaşağı ettiğimiz zaman dünya savaş değil, dünya çapında, toplu bir seks partisi yapacak. Bu partiler protokol kurallarına tıpatıp uygun olarak, uluslararası bir ruhla gerçekleştirilecek, çünkü bu insanlar basit, ulusal farklılıkları aşabilecekler: Düşünceleri bir, amaçları bir, gerçek anlamda birleşmiş insanlar. Gücü elinde tutan kulamparalar, bomba gibi şeylerden haberi olmayan bilgisiz insanlardan seçilecek elbette; nükleer silahlar gömüldükleri yerde çürümeye terk edilecekler. Payetli ve tüylü giysilere bürünmüş olan Genelkurmay Başkanı, Başkan ve ötekiler, diğer ülkelerin sapıklarını zaman zaman balolarda, partilerde filan ağırlayacaklar. Her türden tartışma, yeniden düzenlenen Birleşmiş Milletler binasının tuvaletinde tatlıya bağlanacak. Hö-töröf dansçıların, Broadway müzikallerinin ve eğlencelerin yıldızı dört bir yanda parlayacak ve belki de sıradan halkı, eski önderlerin o düşmanca, asık yüzlü, faşist bildirilerinden daha mutlu edecek. Onların dışında hemen hemen herkesin dünyayı yönetme şansı oldu. Bu insanlara neden bir fırsat tanınmasın? Onlara çok uzun zamandır haksızlık ediliyor. Gücü ele geçirmek için yapacakları atılım bir bakıma fırsat eşitliği, adalet ve toplumsal eşitliğe doğru atılmış, evrensel bir adım olacak. (Örneğin, Senato’da yer alan bir tek güçlü, etkin travestinin adını verebilir misiniz? Hayır! Bu insanlara artık temsil edilme hakkı tanınmalı. İçinde bulundukları kötü durum ulusal, evrensel bir utanç kaynağı.) Sefahat, eskiden olduğu gibi bir toplumun düşüşünü değil, sorunlu bir dünya için barışı başlatacak. Yeni sorunlara yeni çözümler bulmalıyız. Eylemdeki rolüm danışmanlık ve rehberlik olacak; dünya tarihi, ekonomi, din, siyasal strateji konularındaki engin bilgi ve birikimimden yararlanarak, içinden işlevsel yöntemleri bulup çıkaracaklar. Boethius da Roma’nın çöküşünde az çok benzer bir rol oynamıştı. Tıpkı Chesterton’ın dediği gibi, “Boethius bir rehber, bir düşünür ve pek çok Hıristiyan için bir dost olarak içtenlikle hizmet etti; buna zorunluydu, çünkü yaşadığı devir yoz, kendi kültürüyse tamdı.” Bu kez Myrna denen sürtüğü perişan edeceğim. Tasarı, sürtüğün en küçük bir boşluk bırakmayacak biçimde kenetlenmiş, basmakalıp düşüncelerle dolu, aydın, ilerici zihninin alamayacağı kadar heyecan verici. Mağribilerin Onuru İçin Savaş, günümüzün sorunlarına karşı başlattığım o ilk, parlak saldırı, öncü güçler arasında yer alan basit insanlar, burjuva dünya görüşüne sahip kişiler olmasalardı, son derece görkemli ve kesin bir darbe olabilirdi. Ama bu kez, orta sınıfın yavan görüşlerini paylaşmaktan kaçınan insanlarla birlikte çalışacağım; hedeflerine ulaşmak için gözden düşmüş de olsa, orta sınıfın kendini beğenmişliğini tehdit de etse, tartışılabilir görüşleri benimsemeye hazır insanlarla. M. Minkoff politikada cinsellik mi istiyor? Ona bunu vereceğim – hem de bolca! Tasarımın özgünlüğüne tepki veremeyecek kadar şaşırıp kalacağına kuşkum yok. En azından kıskançlıktan kuduracaktır. (Gözümü bu kızın üzerinden ayırmamalıyım: Böylesi bir küstahlık başıboş bırakılmamalı.) Beynimde, Pragmatizm ile Ahlakçılık çekişiyor. O şanlı sonuca, Barış’a ulaşmak için, Soysuzlaşma gibi korkunç bir araç kullanmaya değer mi acaba? Pragmatizmle Ahlakçılık, Ortaçağ’ın ahlakçı oyunlarındaki iki oyun kahramanı gibi beynimdeki boks ringinde dövüşüyorlar: Bu ateşli mücadelenin sonucunu beklemeyeceğim. Barış bende bir tutku halini aldı. (Bu Günce’nin film hakkını satın almak isteyebilecek, sezgileri güçlü film yapımcıları için, beynimdeki mücadelenin filme alınmasını kolaylaştıracak bir önerim var. Müzikli testere, kusursuz bir fon müziği oluşturabilir; kahramanın gözbebeği büyütülerek çekişme sahnesi son derece simgesel bir biçimde bunun içinde geçebilir. Çalışan Genç rolünü oynayacak kişi için eczaneler, moteller ya da işte gizli kalmış yeteneklerin ‘keşfedildiği’ yerler taranabilir. Film İspanya, İtalya ya da oyuncuların görmek istediği, Kuzey Amerika gibi ilginç bir yerde çekilebilir.) Kusura bakmayın. Son sıkıcı sosis haberlerini öğrenmek isteyenlere bir şey yok. Aklım fikrim yeni, olağanüstü tasarımın ayrıntılarında. Şimdi M. Minkoff’la iletişim kurmalı ve başlama vuruşunun yapılacağı toplantıdaki konuşmama hazırlanmalıyım. Toplumsal not: Kaçak annem yine evde yok; gerçekten şanslıyım. Varlığıma yönelik güçlü saldırıları ve dırdırları supabımı olumsuz yönde etkiliyor. Dışarıya çıkarken, kilisenin birinde yapılacak olan Mayıs Kraliçesi’ne Taç Giydirme törenine katılacağını söyledi, ama mayıs ayında olmadığımız için doğru söylediğinden kuşkuluyum. Bir numaralı kadın yıldızımın oynadığı ‘nitelikli komedi’ kent merkezindeki bir sinemada bir süre için gösterilecek. Nasıl bilmiyorum, ama gala gecesi orada olmalıyım. Filmdeki son rezillikleri, dinbilim, geometri, ince beğeni ve edebe karşı gösterişle sergilenen terbiyesizlikleri tahmin etmekte hiç zorlanmıyorum. (Film izlemeye karşı neden böylesine güçlü bir dürtü hissettiğimi anlayamıyorum; sanki filmler kanıma işlemiş.) Sağlık notu: Midem giderek denetimden çıkıyor; iş önlüğümün dikiş yerleri uğursuzca çatırdıyor. Daha sonra görüşmek üzere, İmza, Barışsever Çalışan Oğlunuz * * *
··
245 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.