Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

288 syf.
·
Puan vermedi
Yeryüzünde kırgın bir çocuk kalmayana dek...
İyi Aile Yoktur
İyi Aile Yoktur
Bu kitapla tanışmam çok yakın bir arkadaşımın 2 sene önce muhakkak bu kitabı oku Sena demesiyle başlamıştı. Ne yalan söyleyeyim çok prim verme taraftarı değildim çünkü sanıyordum ki bunu yaparsan daha iyi olur gibi sığ önerilerle dolu bir kitaptı. 'Do not judge a book by its cover' sözünden yola çıkarak bir şans vereyim dedim. Kitap ' Çocukluk bir cehennemdir.' sözüyle yola çıktığı için oldukça da merak ettim. Benim dikkatimi çeken birkaç maddeyi aşağıda listeledim: 1- Küçüklüğümüzden beri collectivist bir toplum olmamamızın da etkisiyle aman büyüklerine saygısızlık etme, büyüklerinin elini öp sözünü duymayan yoktur diye düşünüyorum. Yazar Nihan Kaya, bu yıllanmış sözlere karşılık olarak saygının itaatle eş anlamda kullanılamayacağını açık açık vurgulamıştır. Çocuğa saygı kavramının taa Osmanlı döneminden itibaren yok sayıldığı çünkü adab-ı muaşerete aykırı olduğunu öğrenmiş oluyoruz . 2-En büyük paradoksa şahit oluyoruz ki o da iyi aile yoktur ya da bu sözü söyleyebilenler ancak iyi aile olma yolundadır. Umarım bu kitap daha çok eğitimcinin, ailelerinin eline geçer de ama biz seni büyütürken saçımızı süpürge ettik klişesinden kurtulurlar. Çünkü ailelerimiz bizden koşulsuz sevgi, saygı ve itaat beklerken bunu yapma aşamasında manipülasyon yaparak kendilerini haklı çıkarma gayesindeler. Kitapta, yazarın bahsettiği gibi : ' Sana bir şey olunca ben onun on mislini hissediyorum, seni korumak hususunda o nedenle bu kadar temkinliyim.' ya da biz sana güveniyoruz, biz çevreye güvenmiyoruz sözü tanıdık geldi değil mi? :) İşte yıllarca annem babam beni düşünüyor diye sevindiğimiz her şeyin örtüsünü kaldırdığımızda aslında bir manipülasyon bulutuymuş bunu anlıyoruz. 3- Kitabın 4. bölümünde(4 bölümden oluşuyor) annelik kavramına dair tartışmalar var. Anneler cefakardır, annelik kutsaldır gibi kadınlara kaldıramayacakları ağır yükün altına sokan toplum ,aynı şekilde çocuk doğduktan sonra her şeyine karışmak istiyor ki kendilerince yanlış sonuçlar doğurmasın diye. Zira bu bölümde görüyoruz ki Slyvia Plath annesine sürekli iyiyim demek zorunda kalmış mektuplarında ama yine bir anneye sahip olan Thomas Edison ise annesinin desteğiyle bugünkü konumuna gelebilmiş. Yazar , ailenin bizi aşağıya da çekebileceğini ,karşılıksız sevebileceğini de sevemeyeceğini de tanıdığımız isimler aracılığıyla iletmeye çalışmış. Olumsuz noktalarına gelecek olursak: 1-Kitabın önsözünden anlıyoruz ki Nihan Kaya bizi Alice Miller ve eserlerine ısrarla yönlendirmek istiyor ki bir saatten sonra oldukça can sıkıcı olabiliyor. 2-Bazı eleştiriler İslam'a karşı olumsuz yorumlar içerdiğinden bahsediyor. Bu yön biraz kitaba nerden baktığınıza göre değişiyor kanımca. 3-Kitabın özellikle sonuna doğru tekrarlayıcı metinler bulmaktayız. Bu yineleyici sözler bir süre sonra yazarın bu konuda ne kadar hassas olduğunu ve bizden de aynı şeyleri istediğini hissettirse de yine de gerek var mıydı diye düşünüyor insan. İncelememi bitirirken kitaptan alıntıladığım:' Kendimize kör müyüz yoksa değil miyiz? ' sözü hep aklımızda olarak okursak sanki daha farkındalık kazandıracakmış gibi hissediyorum.
Nihan Kaya
Nihan Kaya
İyi Aile Yoktur
İyi Aile YokturNihan Kaya · İthaki Yayınları · 20186bin okunma
·
29 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.