Stresin davranışsal belirtilerinden öfke patlamasına ilişkin Hz. Peygamber’in hayatında oldukça çarpıcı bir örnek bulunmaktadır. “Rasûlullâh, Hz. Aişe’nin yanındayken oldukça güzel yemek yapan Hz. Safiyye bir yemek yollar. Hz. Aişe’yi kıskançlık krizi tutar, tabağı atar ve kırar. Allah Rasûlü’nün yüzündeki öfkeli hali görünce pişman olur. Bu sırada yere savrulan tabağı ve yemeği toplayıp, “Anneniz kıskandı.” cümlesini sarfeder. Bu davranışının karşılığında ne yapması gerektiğini soran Hz. Aişe’ye “Tabağa karşı tabak, yemeğe misliyle yemek” karşılığını verir.”35 Hz. Aişe “aklın devreden çıkması, düşünen beynin yerine hisseden beynin aktif olması durumunu yaşamıştır. Bu durumda beyin düşünemez ve savaşmaya başlar.”36 durumunu yoğun bir şekilde hissetmiştir. Hz. Peygamber Hz. Aişe’nin öfkesini görmüş, “‘Dur, düşün, sonra hareket geç’ denilen bir yöntemi izlemiştir. Zira beynin ön tarafındaki bağlantıları ‘Düşün sonra yap’ yöntemiyle geliştiren ve bilge bir vasfa bürünen Rasûlullâh, tabağı ve yemeği toplamak suretiyle öfkeli eşine zaman vermiştir. Akabinde öfkesinin arkasında yatan sebep olan “kıskançlık” duygusuna işaret etmiştir. İlk kural problemi tanımaktır ki bunun çerçevesini kesin hatlarla belirlemiştir.
Bu süre içinde yaptığının farkına varan Hz. Aişe pişmanlık gösterince, onu hiçbir şekilde yargılamadan net olarak kırılan tabağın yerine yenisinin alınması ve pişirilen yemeğin mukabilinde yine yemek yollanması şeklinde bir yönlendirme yapmıştır. Bu olayda sadece Hz. Aişe öfkelenmemiştir, hadise yaşandıktan sonra Allah Rasûlü de öfkelenmiştir. Onun ayette öfkesini yutmak37 olarak ifade edilen öfke kontrolünü sağladığı, problemi açıklığa kavuşturmaya çalıştığı, problemin çözümüne odaklandığı görülmektedir.
·
1 artı 1'leme
·306 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.