Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

200 syf.
7/10 puan verdi
Zavallı Necdet mi Yoksa Kadınlar mı?
Zavallı Necdet'in ilk günden beri seveni oldukça fazla. Sade ve akıcı bir dille yazılmış bu roman, hüzünlü bir aşk romanı. Özellikle Aşk-ı Memnu tadında bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Mutlaka alıp okumanızı da öneriyorum. Ben kitabı yaklaşık dört buçuk saatte okudum ve bir günde bitirdim. Sizin de hızla okucağınıza eminim. Ve son olarak, kitabı okuduktan sonra bu incelemeyi okumanızı tavsiye ederim. Birçok yorumda kitabın övüldüğünü fark ettim. Ben yüzden ben kitabı övmeyeceğim. Daha çok okurken nelere dikkat edilmesi gerektiğini anlatmaya çalışacağım. Genel olarak bir kitabın alt metinlerini çok iyi anlayarak okumak, konuyu özümsemek; yazarın neyi, nasıl anlattığını anlamak için oldukça önemli. Tabii ki dramaturji bilmek de işinize yarayacaktır. Özellikle Türk edebiyatı klasiklerinde yazarlar -ki Türk yazarlar tiyatro metinlerinde bunu daha çok yapmışlardır- kendi doğrularını dikte etme, ders verme, iyi-kötü çatışmasını kurarken mutlaka bir tarafı yerme kaygısı taşırlar. Oysaki evrensel bir şey yazmak için yazar taraf tutmamalıdır. Zavallı Necdet romanı da, adından anlaşılacağı üzere, çaresiz bir aşka tutulan erkek kahramanımızın düştüğü ateşte nasıl da yanıp küle döndüğünü anlatır. Saffet Nezihi, her ne kadar karakterlerinin gerçek hayattan olduğunu söylese de tabii ki her yazarın yaptığı gibi, metnin belleği dediğimiz kısımda, kişisel düşüncelerini karakterlere atfetmiştir. Meliha genel olarak; sürekli hırçın davranan, yasak aşkın peşinden koşan ve bu uğurda evini, çocuğunu dahi gözden çıkarabilecek kadar gözü dönmüş bir kadın olarak tasvir edilir. Roman boyunca Meliha ile ilgili alt metin olarak okuyucuya "kocasını aldatan kadın" imajı verilir. Oysa Meliha tek başına kocasını aldatmıyordu sonuçta. Necdet ise tüm çapkınlığına, hovardalığına rağmen; aşkını kalbine gömmeye çalışan ve arkadaşının karısına yan gözle bakmamak için yataklara düşen, melankolik ve aynı zamanda onurlu bir adam olarak karşımıza çıkar. Kitap boyunca içten içe Meliha’yı suçlarken, Necdet’e karşı acıma duygusu hissederiz. Hatta Necdet, öyle onurlu davranır ki arkadaşının karısına âşık olduğu için hayatından vazgeçer. Ancak arkadaşına karşı yaptığı yanlış karşısında sürekli kendini aklamaya çalışır: "Meliha geldi, o zorladı" diyerek kendini telkin etmeye çalışır. Bu aşk üçgeninde zavallı olan kişiler sadece erkeklerdir. Özellikle Necdet ve Meliha'nın kocası İbrahim Şemsi’dir. Onların karşısında ise tüm şirretliğiyle gözü dönen bir kadın vardır: Meliha. Çok güzel piyano ve keman çalar. Fransızca bilir. Ancak Batılı gibi davranan bu kadının içi ihtirasla doludur. Ayrıca Meliha haricindeki diğer kadınlar romanda o kadar siliktir ki… Çok az konuşurlar ve geleneksel yapıya tamamen boyun eğerler. Örneğin; Müzehher ağzı var dili yok misali bir kızcağızdır. Eğitimsizdir, hayatın tüm yüklerini omuzlarında taşıyan tam bir Türk filmi karakteridir. Az konuşur, hizmette kusur etmez, geleneklerine bağlıdır. Meliha'nın ve Necdet'in anneleri ile Necdet'in kız kardeşinin ise bu hikâyedeki yeri oldukça kısıtlıdır; en fazla iki,üç kere bir konu hakkında söz söylemiştir. Meliha’nın kocası ve Necdet’in arkadaşı İbrahim Şemsi ise namuslu, düzgün, çalışkan bir adamdır. Ve böyle bir adam karısı tarafından aldatılmaktadır. Necdet ne kadar çapkın olursa olsun, arkadaşına ihanet etmek istemeyen sadık bir adama, pişmanlığı yüzünden bir kahramana dönüşürken, Meliha çocuğu dâhil her şeyi ve herkesi yasak aşkı için hiçe saymaktadır. Ama yine de Necdet’e göre daha cesurdur. Örneğin, kocasına gerçekleri açıklamak isteyen kişi Meliha’dır. İbrahim Şemsi ise Madam Bovary’nin eşi gibi gerçekleri görmesine rağmen hiçbir şeye ses çıkarmaz. Hatta Meliha’nın çocuğu ona benzememesine rağmen onu bağrına basar. Belki de Meliha'yı bu kadar kötü çizdiğini bilen yazar, üçüncü baskıda Meliha'yı korumaya çalışmış ve onunla ilgili müspet iki, üç cümle yazmıştı. Ama bu yeterli değildir ne yazık ki. Keşke Meliha'nın da çatışmalarını, arada kalmışlığını, o toplumda bir kadın olarak sevdiği kişi ile evlenmemiş olmasının onda bıraktığı buhranları görebilseydik. Kadın ya da erkek, Batılı ya da Doğulu, zengin ya da fakir olmak fark etmez; gönül ilişkilerinde hiçbir şey tek taraflı değildir. Necdet, Meliha'yı sevdi; Meliha da Necdet'i. Meliha ona açıldığında "lütfen, rica ederim, bahsi kapatalım," demekten öteye geçmedi. Biri kadınlarla gününü gün eden bir karakterden; pişmanlığı, onuru, sadakati temsil eden birine (erkek), diğeri ise uysal ve ağırbaşlı bir kadından; acımasız, çılgın, aldatan ve nankör birine (kadın) dönüştü.
Zavallı Necdet
Zavallı NecdetSafvet Nezihi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20212,210 okunma
·
3 artı 1'leme
·
11,3bin görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.