Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

96 syf.
·
Puan vermedi
·
32 günde okudu
İran'ın en önemli yazarlarından. Doğu'nun Kafka'sı deniliyormuş. Kitabın arka kısmında biyografisi anlatılıyor, kitaba başlamadan önce okursanız kitabı anlamanıza kolaylık sağlayabilir. Lakin ağır ve okumakta zorlananlar olmuş. Biyografisini Sadık Hidayet'in yakın dostu Bozorg Alevi yazmış.(Alevi'nin Gözleri ve Zindan Notları kitaplarını okumaya karar verdim.) Ayrıca arka tarafta bahsedilenlerden ilgimi çekenler: ''Tam bir sanatçıydı; dışıyla, giyinişi ya da davranışlarında değil, güzel olanı bulmak ve korumak yeteneğiyle sanatkardı. Çok okurdu..'' ''Romanında bir kadını koyun gibi boğazlatan bir yazarın, çocukluğunda bir kere bir bayramda kurban kesildiğini görmüştü, o günden sonra artık hiç et yemedi ölümüne kadar et koymadı ağzına. Bir seferinde farkında olmadan, kıymalı bir börekten bir parça ısırmış ve midesi bulanmış, çıkarmıştı; ben gördüm.'' Derin karanlık, ürpertici, diğer insanlara olan yabancılığından sürekli ölümden bahseden bir roman. O içsel bunalıma, ikilemlere düşmesine bir çok hisse, düşünceye ortak ediyor seni. Romanında mekan, zaman belli değil. Okurken geçmiş mi şu an mı, gerçek mi, düş mü acaba diye düşündürüyor. Bahsedilen karakterler var mı, onlar da kafasında kurgu mu, yanılsama mıydı? Yoksa her karakter tek kişi miydi? Benim için mekan zaman, karakterin kim olduğu önemsizleşti. Daha çok nasıl anlattığıyla ilgilendim ve keyif aldım. Anlatma tarzı bolca metafor ve imgelerden oluşuyor. Satırlara döndüm, tekrar tekrar okudum. Begendiğim bir kaç alıntıyı da ekliyorumm :) 'Ve şimdi yazmaya karar vermişsem, bunun tek nedeni, kendimi gölgeme tanıtma isteğidir. Duvardan doğru eğilmiş, yazdıklarımı oburca yutmak, yok etmek isteyen gölgeme. İşte onun için denemek istiyorum: Birbirimiz ola ki daha iyi tanırız...'' ''Bütün varlığım derin, karanlık bir kuyuda, ta aşağıda, ine-ce bir çengele asılı kaldı sanki. Derken çengelden kurtuldum, aşağıya yuvarlanıyor, hiçbir engele karşılaşmaksızın uzaklaşıyordum..'' ''..ömrüm azar azar eriyor bir mum gibi, hayır yanlışım var ömrüm bir oduna benziyor, ocaktan düşen bir oduna: Öteki odunların ateşindekavrulmuş, kömürleşmiş,ama ne yanmış, ne olduğu gibi kalmış bir oduna benziyor. Fakat diğerlerinin dumanından, soluğundan boğulmuş..'' Yazar Paris'te günlerce, havagazlı bir apartman aramış, Championnet Caddesi'nde bulmuş ve 9 Nisan 1951 günü dairesine kapanarak ve bütün delikleri tıkadıktan sonra gaz musluğunu açmış. Ertesi gün arkadaşı onu mutfakta yerde yatar bulmuş, tertemiz giyinmiş, güzelce tıraş olmuş...
Kör Baykuş
Kör BaykuşSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 202328,1bin okunma
·
37 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.