Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

272 syf.
7/10 puan verdi
Her yönüyle oldukça enteresan bir okuma oldu. Karmaşık duygular içindeyim. Müsaadenizle direkt incelemeye geçmek istiyorum. Kitapla ilgili inceleme yapan bir arkadaş, lise yıllarında karşımıza çıkan paragraf sorularına atıfta bulunarak bu vesileyle çoğumuzun bir Nurullah Ataç metni okuduğunu bizlere hatırlatıyor. Söyledikleri bizim kuşak için kısmen doğru. Zira ben de Nurullah Ataç’ı lise ders kitaplarından hatırlıyorum ve yazar hakkında hatırımdaki en mühim bilgim bu. Bir de Türk edebiyatında modern anlamda deneme türünde eser veren ilk yazar olduğunu hatırlıyorum. Yeni müfredatı bilmediğimden bugünün öğrencileri için bir şey söyleyemeyeceğim. Peki, diğer müelliflere göre aşinalığımızın biraz daha eskiye dayandığı bu yazarın şu an elimizde bulunan deneme kitabı nasıl bir eserdir? Kendi çerçevemizden, dilimiz döndüğünce anlatalım. Evveliyatla kitabı okurken yıllar önce yazılmış deneme/eleştiri türünde bir eser olduğunu unutmamanızı tavsiye ederim. Dolayısıyla kitabın üzerinde durduğu bazı konular güncelliğini korurken bazı hususlar ise çoktan tarihin tozlu raflarına karışmış vaziyette. Yine bu bağlamda yazım/imla sitilinin günümüz yazım kurallarına göre biraz farklı olduğunu da göreceksiniz. Lakin bu durumun okumanın sıhhati açısından sizleri pek de rahatsız edeceğini düşünmüyorum. Öte yandan kitabı okurken, gerek konu bakımından gerekse fikirlerin okuyucuya iletilmesi bakımından yazarın birçok yerde kendini tekrara çok sık düştüğünü gördüm. Bu da baştan belirttiğim durumdan mütevellit tolere edilebilir bir hal. Divan edebiyatı, yeni-eski şiir, dil ve sübjektif meseleler denemelerinde işlenen konulardan birkaçı. Ataç’ın denemelerini (üzülerek söylemek isterim ki) pek beğenmemekle beraber kitapta bulunan; Fayda, Klasik, Samimilik Üzerine, Ahlak, Ölüler, Akıl gibi denemeler ilgimi çeken yazılardı. Sontahlilde; bu kitap vesilesiyle Nurullah Ataç hakkında yaptığım araştırmalar ışığında, bazılarının ifade ettiği gibi kendisini “Büyük Türkçeci” olarak görmüyorum. Fikriyatına, samimiyetine güvenmiyorum. Bende oluşan kanı bu yönde. Ayrıca şiirde başarısızlığının onu tenkit alanına hızla ittiği kanaatindeyim. Fikirlerini çok kısa zaman dilimlerinde(1940-1955) keskin bir şekilde değiştirebilmesiyle, çoğu zaman yersiz olan alaycı ve öfkeli üslubuyla, fevri çıkışlarıyla ve en önemlisi büyük çelişkileriyle yazar maalesef benden geçerli not alamadı. Şu an okuduğum eseri de öyle. Peki, kitabı okumanızı tavsiye eder miyim, naçizane ederim tabi ki. Ama önce Nurullah Ataç ve bakış açısı hakkında bilgi sahibi olmak koşuluyla. Bu noktada okuma listenizin tepelerine yazabileceğiniz bir eser de değil fakat dönemin ruhu, edebi zemini ve çevreleri, biraz da “fikir magazini!” bakımından okunmasının kısmen faydalı olacağı kanaatindeyim. Karar, siz kıymetli okuyucunundur. Sürç-i lisan ettiysek affola. Keyifli okumalar.
Günlerin Getirdiği - Sözden Söze
Günlerin Getirdiği - Sözden SözeNurullah Ataç · Yapı Kredi Yayınları · 2014378 okunma
·
28 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.