Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

RAGIP - 3
Düzlemesine giden sokağın sonunda yolun ikiye ayrıldığı yerde Koca çınarların arasında hapsolmuş aile apartmanında yaşı 20ye yakın genç bir kız var Bu genç kızın sabahtan başlayıp akşamın bir körüne kadar süren sade gülüşü İki dudağının ardına saklanan sır, salya ile tatlı tatlı dökülüyordu Ragıp'ın kül tablasına O esnada o gülüşü seyrederken cennetin ışıkları bir ağacın kuru kozalağından saçılır Pak bir beden, meşk rengine ramak kalan gözlerle dans ediyor Durup bir nefesle âşık olsan olmaz ki nefret etmeye kalkışsan ayıptır Besbelli ki kül kokusu bayıyor ama sebepsiz sırra kadem basan gülmeler afyondur Afyon tadilır mı yoksa beklenir mi Azrail? Ragıp açılmayan gözleriyle kızına manasız gülüyor Cehennem sıcağı gibi havada, kutup da yürürmüş gibi tırsak beden sadece gülmekten tecellisini alır Gülen gözler yalanı beceremiyor ama ümitler had safhada Kızın boğazında ki morluk aheste aheste iniyor göğüs boşluğuna Yalancı bir gülüş he ene saklıyorsa açığa çıkıyor Biraz kafamı çevirdikten sonra annesidir diye düşündüğüm bir abla sürekli hap yutuyor Telâş ve korku iri gözlerin arkasına saklanıyor Kapılarında sürekli zile basan adam geri çekilip balkonu yokladı gözleriyle O sırada gider borusundan akan idrar felaketin habercisiydi. Çantalı adam geriye çekildiği an çirkef bir kadın kapıdan çıkıp bağırırken Elinden psikiyatrist kartı düşen adam içeri bir hücumla girdi O anlık sanki cehennem gecesi vurdu gökyüzünü Cehennem gecesi genzimi yaktı ve nasıl tarif edeyim? Bir perde vardı sanki asıl olanla benim gördüklerim arasında... Vücudum kaskatı kesildi ki ölüm sanki kölemdi Çirkef kadın psikiyatristin ensesine vurdu ama nafile Gürültüye sağır kulağım adım atsam kıyamet kopacak Kaç saat geçti bilmiyorum ama ayağımı hissetmiyorum... Bitmiyor toplumun psikolojik sorunu Psikiyatristin her adımı her kapıdan isyan curcunası Giriş katta sabır taşı var tepesinden kan akar Bulutlar verasetini aldı ölümün Hangi bedene bürünür, ne zamanın habercisi vahşi ölüm? Vahşet ölüm sadece bedenden mi ibaret? Kız resmen aklıyla savaş halinde bedeni harap Özür dilerim bedenden kasıt... Şuan bilmediğimi anlatamam, bilsem yersin kalır kelimelerim... Apartman ahalisi şöyle dursun psikiyatrist kızı kolundan tuttuğu gibi çıkardı dışarıya Kızın üzerinde kabuk bağlayan idrar kokusu hararetli kıyamete delildi Bir komşunun arlanmazca açtığı radyonun cızırtısı nice mahlûkları dâhi korkutur Sebepsizce ve çaresizce bekleyişimin ayağıma vuran sızlamaları cabası Biraz sonra sokağın başında beliren dilencinin yanık sesi sanki mahşerin özeti Mahşerin ateşini Ragıp közlüyor ceremesini kimler kimler çekiyor Yoksunluk mahalle de genzimizi yakarken dilencinin sesi bir darbeyle... Ümitsizlik sarmalında çabalamamız istavrit gibi çaresiz Beyhude oluruz diye kendimizi kandırıyoruz Biraz vakit geçtikten sonra beynimde dalgalanan yersiz karıncalanmalar Basamakları entrikadan çürümüş merdivende çömelip çaresizce isyan ediyor Ruhumu tecrübe diye etiket vurulmuş serzenişlere kaptırdım Ortam beni boğuyor zorlansam bulur muyum çıkarı? Şu üzerime çökmek için tepinen karabasanın akrabası belki de Ragıp efendidir... Daha bana kalsa bütün kötülüğün başı odur Sebep sormayın, o bir deliyse bende durup seyirci olamam Aksi bir yenilgidir yada kabullenmek... Bu adama ses etmesek Dingo'nun ahırına çevirir buraları, he hey... Ragıp ile mahallenin taş köprüsünde tanışmıştık Milletten sigara dilenir bir kaç adım ötede insanı insana kırar Adamın daha neyi var bilmiyorum ama düpedüz ömür törpüsü Gecelerden ne bulduysa gündüzler boğaz boğaza Şu bahsettiğim oğlu vardı ya havalesi arşı titretir Günah damarında girizgâh olmuş soyuna sövsem sopunun ne suçu var? Belki bunlar bir geçiştir veyahut sınav Sabır aziz vatan toprağı kibir mahalle meydanında kaos fırtınası Karmaşık çelişkiler içindeyim... Ragıp'ın kızı göz bebeğinin en derinliklerinde zorlama da olsa umudunu taşıyor, hissettim Acı bir özlem çökertir kalbime sebebi ne olursa olsun Hani şöyle manasız gülüşı vardı ya bomboş dünyada kulağımda yankılanan tarifsiz hoş bir uğultu gibi Adı sanı hiç önemli değil varlığında bir sebep belli Vaziyet vahimse eğer aksi insanlık dışkı çukurunda Özür dilerim sitem etmiyorum, ölü ruhlar neden bir kamçı vurmak derdinde garibe? Garibin ahı tutarsa düşersin gafile Etme eyleme nefsim, azad et beni O garip yetimin hatrına... Gönlüm elverirse uzun zamandır dikildiğim kapıdan koşarak kaçacağım Manzara ne kadar içimi ürpetse de karadelik kör noktasına çekiyor Gök koyuya çalan kızıllıkta inliyor Dersin sanki turnalar cenk meydanında gazi oldu Öğlen vaktine doğru yağan yağmurlar göz merceklerimi eritiyor Sanki tanımadığıma mecburum derman bende Anlamıyorum şu içimde ki boşluk közlendirir mi cehennemi? Bir tabiri varsa söyleyin ayaklarıma düşen ateş ciğerime vuruyor Uğultu kafayı yedirtecek... Epey bir zaman geçti sanki omuzumda psikiyatristin eli Buz gibi ter ciğerime işliyor Saat kaç oldu bilemem kulağıma dualar iniyor Bomboş bakınırken psikiyatrist nice olaylara anlattı Ragıp denen tutarsız başlı başına öz başına kıyamet alâmeti Bahis konusu kimsenin kimseyle yok derdi Sanki vücudum soğuyor, gözlerim irileşiyor Tadı aklımdan eden bir ölüm var damağımda Bu arada dost oldum karabasanımla Gözlerimi biraz araladım ve bir sofranın tam ortasında şamdan celallenmiş Gırtlağıma kadar çöktü soğuk kavrulma Tülden hafif bir el gezinir tenimde Sağım Ragıp'ın kaynar kazanı solum hürriyet bahçesi Tepemde hiç bir surete benzetemediğim kanatlı huriler düğün havasında Adım attığım coğrafya noktadan ince Ve bir daha uyanış sonrası farklı bir dünya burası Şurası herhalde tam köşe oluyor, Ragıp'ın oğlu ibadetinde Ve tatlı uyanış... Tepemde toparlananlardan biri besbelli annem Niye öyle tatlı tatlı gülüyor? Babam naftalinli çayı demlediği esnada sokaktan geçen bir ambulans Ragıpların kapısında belirdi Bir hanım ablamız oğluyla secdeye durdu zaman durdu Zaman gıdım oynamıyor gök düğüm bağladı Biter mi yara?... Aykut Barış Çelik
42 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.