Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Yola çıktıklarının onuncu gününde Balaban yüksek bir dağı göstererek: -"İşte Şeytan Dağı!" Ve dağın sarplığına bakan arkadaşına anlattı: -"Bu dağın bir masalı vardır. Şeytan, Varsak kızlarının güzelliğini kıskanarak onları baştan çıkarmağa karar vermiş. O zaman Varsak'ta hespi birbirinden güzel yedi kız varmış. Şeytan, yakışıklı bir yiğit kılığına girerek aralarına sokulmuş. Elinde telleri gümüşten olan altın bağlama varmış. Öyle güzel çalıyormuş ki dinleyip de vurulmamak kaabil değilmiş. Her saz çalışta kızlara bir dizi inci veriyormuş. Bu inciler de büyülü imiş. Boynuna takan Şeytana aşık olurmuş. Kızlar birer birer gönül verip kendilerini öldürmüşler. Yedinci kıza bir şey olmamış. Şeytanın verdiği inciler onun boynunda bozarıp çakıl taşı olur, o da bunları geri verdikçe Şeytan deliye dönermiş. Bu böyle günlerce sürüp kıza bir şey olmayınca bu sefer Şeytan aşık olmuş. Yalvarıp yakarmağa başlamış. Kıza bir türlü tesir etmemiş. Bir gece bağlamasını çalarken telin biri kopmuş. Yenisini koyamamış. İkinci gece bir tel daha kopmuş. Yerine koyamamış. Üçüncü gece tek elle o kadar yanık, o kadar güzel çalmış ki bütün kurtlar kuşlar dinleyip ağlamışlar. Kıza yine birşey olmamış. Bunu görüp de umutsuzluğa kapılan Şeytan tele öyle sert vurmuş ki sonuncu tel de kopmuş. Oda öfkeyle yere vurunca bağlamayı kırmış! Yedinci kız buna gülünce Şeytan büsbütün çileden çıkmış. Başını alınca bu dağa kaçmış. Şeytan o zamandan beri bu dağda ağlıyor. Geceleri ağlaması işitilir. Fakat ters huylu yaratık olduğu için ağlaması gülmek şeklindedir. Çok ağladığı zaman kahkalar duyulur. Herkes, Şeytana yenilmeyen bu kızın tılsımını merak etmiş. Meğer kızın kalbi yokmuş."
··
20 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.