Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

128 syf.
10/10 puan verdi
Anayurt Oteli
Roman; Anayurt Oteli, Zebercet, Gecikmeli Ankara Treni ile Gelen Kadın, Ortalıkçı Kadın, Emekli Subay Olduğunu İddia Eden Adam, Erkek Kara Kedi ve İki Havlu hakkında etraflıca bir bilgi verilerek, bir pazartesi günüyle başlar… Bir gününün diğerinden farksız olduğu, monoton bir hayat yaşayan Zebercet; babasından kalma bir otelde kâtiplik yapmaktadır. Fakat bir gün gecikmeli Ankara treni ile otele gelen kadınla birlikte hayatı büyük bir değişikliğe uğrar. Bu kadın Zebercet’e otelde birkaç saat kalmak istediğini söyler ve bir odaya yerleşir. Ardından bir daha uğrayacağını söyleyerek, para vermeden, otelden çıkıp gider. Zebercet, o günden sonra, onun tekrar dönmesini dört gözle beklemeye başlamış; onun kaldığı odaya kimseyi almayarak, odayı onun bıraktığı gibi tutmaya çalışmaktadır. Zebercet, kadını beklerken gittikçe değişmeye başlar. Olup olmadığı dahi belli olmayan bıyığını farklı bir berbere kestirir, üstüne yeni kıyafetler alır ve kendisine çekidüzen vermeye başlar. Ayrıca onun kalmış olduğu odaya girerek onunla konuştuğunu, ilişkiye girdiğini hayal eder… Ancak bekleyişi boşunadır, çünkü kadın hiçbir zaman gelmeyecektir. Bunu anladığındaysa, otele müşteri almamaya ve günlük fişlere hayali isimler yazmaya başlar. Belki de ileride yapacaklarını anladığından, yıllardır uzak durduğu sosyal hayata karışmaya çalışır: Lokantada yemek yer, horoz dövüşü seyreder, hatta bu sırada tanıştığı biriyle sinemaya dahi gider. Roman; Anayurt Oteli, Zebercet, Gecikmeli Ankara Treni ile Gelen Kadın, Ortalıkçı Kadın, Emekli Subay Olduğunu İddia Eden Adam, Erkek Kara Kedi ve İki Havlu hakkında etraflıca bir bilgi verilerek, bir pazartesi günüyle başlar… Bir gününün diğerinden farksız olduğu, monoton bir hayat yaşayan Zebercet; babasından kalma bir otelde kâtiplik yapmaktadır. Fakat bir gün gecikmeli Ankara treni ile otele gelen kadınla birlikte hayatı büyük bir değişikliğe uğrar. Bu kadın Zebercet’e otelde birkaç saat kalmak istediğini söyler ve bir odaya yerleşir. Ardından bir daha uğrayacağını söyleyerek, para vermeden, otelden çıkıp gider. Zebercet, o günden sonra, onun tekrar dönmesini dört gözle beklemeye başlamış; onun kaldığı odaya kimseyi almayarak, odayı onun bıraktığı gibi tutmaya çalışmaktadır. Zebercet, kadını beklerken gittikçe değişmeye başlar. Olup olmadığı dahi belli olmayan bıyığını farklı bir berbere kestirir, üstüne yeni kıyafetler alır ve kendisine çekidüzen vermeye başlar. Ayrıca onun kalmış olduğu odaya girerek onunla konuştuğunu, ilişkiye girdiğini hayal eder… Ancak bekleyişi boşunadır, çünkü kadın hiçbir zaman gelmeyecektir. Bunu anladığındaysa, otele müşteri almamaya ve günlük fişlere hayali isimler yazmaya başlar. Belki de ileride yapacaklarını anladığından, yıllardır uzak durduğu sosyal hayata karışmaya çalışır: Lokantada yemek yer, horoz dövüşü seyreder, hatta bu sırada tanıştığı biriyle sinemaya dahi gider. Zaman geçtikçe kendisi gibi “ne ölü ne sağ” bir hayat süren “Ortalıkçı Kadın”ı öldürür ve kendisini de öldürmek için tarih belirler. Ancak o tarihi beklemenin lüzumsuz olduğunu düşünür ve ölüm tarihini 18 gün geriye çekerek, o kadının kaldığı otel odasında kendini asarak intihar eder… Yusuf Atılgan, eserde içine kapanık, toplumdan soyutlanmış bir tip olan Zebercet’i okura daha iyi aktarabilmek için “bilinç akışı” tekniğini, okuyucunun esere olan ilgisinin artmasını ve Zebercet’i daha iyi anlamasını sağlamak için de “iç monolog” tekniğini kullanmıştır. Bu sayede kahramanın soyut sancıları, somutlaştırılmıştır. Eserinde, bireyler arasındaki iletişim sorunlarını sıklıkla tercih eden ve bu sorunlar vasıtasıyla toplumsal sorunlara dikkat çekmeye çalışan yazar; tedavi edilebilir bir hastalık olan “sosyal fobi bozukluğu”nu eğer önlem alınmazsa, ne gibi sonuçlar doğuracağını basit ve sade bir anlatımla okura aktarır. Örneğin, bu hastalığın sonuçlarından biri de şiddete eğilimli hâle gelmektir. Zebercet’in işlediği cinayet bu eğilimin neticesindendir. Bu nedenle psikolojik rahatsızlıkları olan bireylerin mutlaka tedavi edilmesi gerekliliğini, yazar, ana kahramanın yaşamı vasıtasıyla ortaya koymaktadır. * * * Bonus olarak bahsetmek istediğim bir diğer konu ise: belki de Anayurt Oteli’nin yazılmasına vesile olan bir romanla başlayan bir aşk hikâyesidir: Aylak Adam’daki B. karakteriyle kendisini özdeşleştiren genç tiyatro oyuncusu Serpil Gence, bu düşüncelerini Atılgan’la da paylaşır ve aralarında mektuplaşmalar başlar. Önceleri yazar-okur mahiyeti taşıyan bu mektuplaşmalar, yerini iki aşık gencin birbirlerine yazdığı aşk mektuplarına dönüşür. En nihayetinde, Atılgan, Anayurt Oteli’ni bu hanımefendiye ithaf eder ve tam üç yıl sonra evlenirler. Kimilerine göre, bu romanda, yalnızca birbirine aşık bu çiftin anlayabileceği unsurlar bulunur. Yalnızca onların çözebileceği şifreler…
Anayurt Oteli
Anayurt OteliYusuf Atılgan · Can Yayınları · 202329,8bin okunma
·
35 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.