Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Mezarın içine yuvarlanan ceset, sanki bir şeyin sonuna gelmiş gibi değil de yeni bir şeye başlıyormuş gibi bir kozayı andırıyordu. O ve Nina birbirlerine asla hediyeler ya da yüzükler vermemişlerdi. Paylaştıkları hiçbir eşyaları yoktu. Buna rağmen, Nina onu öylece gömemezdi. Cebinden ince bir dişbudak filizi çıkarıp bunu mezara attı. Bunun arkasından da savaş arkadaşlarının Ketterdam'da ona veda ederken göğsünün üstüne koydukları lalelerin kurumuş yapraklarını üstüne serpti. "Tatlı şeylerden asla hoşlanmadığını biliyorum." Bir avuç şekerlemeyi mezara atarken, sesi titriyordu. Şekerlemelerden tok bir ses çıktı. "Ama bunu yapmakla seninle birlikte olacağımı hissediyorum. Seni tekrar göreceğim zamana dek, bunları benim için saklayabilirsin. Bunları senin yemeyeceğini biliyorum." Sırada ne olduğunu biliyordu. Bir avuç toprak. Bir tane daha. Seni seviyorum, dedi içinden toprağın şarapnel sesine benzeyen tıkırtısını, aniden bastıran yağmur sesini andıran kaba sesini duymamaya çalıştı. Seni sevdim.
Sayfa 171
·
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.