Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

“Ben vedaları sevmem albayım. Hiç gitmesin insanlar. Hele gelmemek üzere giderlerse, çok üzülürüm albayım, dayanamam. Gelmemek üzere gidenler çok sevdiklerim olur genelde. Bir de bir hikaye bırakır ki geride, noksanlığın daniskası içinde. Ölse, öldü dersin, ama ölmez onlar. Ölmesinler de. Ölürlerse bir kere daha üzülürüm. Çünkü koklayamazlar bir daha çiçek. Yazlık olur. Gönlüm geniş ama odalara yerleşecek insan yok ki albayım. Ben, bir şey yapmadım. Şimdi diyeceksin, yapmadın tabi ulan gül cemaline mi gelsinler, sanki cemalim çok gül de. Ne yapmalıyım albayım. Sevgi, yetmiyormuş her şeye. Hikmet’le çok konuştuk. Bilge’ydi, Sevgi’ydi çok anlattı bana da, tek sen misin sanki albayım iki kelam edecek. Çok ileri gittim albayım, affet beni. Hikmet’e benziyorum gittikçe, ruhu şad olsun. Sevgi’yi her anlatışında Hikmet, sevgilerimi düşündüm albayım. -Düşün düşün bi bok olduğu yok bırak gitsin. Sağ ol, teşekkürler. -Sevgiler, peyda olacak enkazlardan kurtulmak için mi var, yoksa enkazın musebbibi mi onlar, tavuk mu yumurtadan çıktı yumurta mı tavuktan albayım. Konumuza dönecek olursak albayım, konunun ne kadar sıradan olduğunu görürüz. Bir Umut Sarıkaya var albayım, hepimiz aynı insanız ve aynı şeyi yaşıyoruz. Belki de sıradan olmasına rağmen bu kadar acıtmasına içerliyoruz, bir de olağan üstü bir olay olsa, sıçtın diyor beynimiz. Beynimizin işi gücü yok bize laf yetiştiriyor albayım. Hayallerden uyandırıyor. Gerçekler var! Başkalarının uygulamaya çalıştığı tatsız ölçütler, gerçekler… Gerçekten ger karşı karşıya gelişimde, onu ilk defa görmüş gibi yapıyorum, tanımazlıktan geliyorum albayım. Tanımamazlıktan gelirsem tanırım çünkü. Bü gün yakama yapıştı, gerizekalı dedi, anla artık. Bir gün bulutlara sen bakmaz olacaksın, umrunda olmayacak hiçbir renk. Yürü git pis mahluk dedim- aslında daha fazlasını da söyledim albayım, şimdi dilim varmıyor- bulutlara hep bakacağım ben, E. Serbes küser yoksa. Renklerden de renk beğeneceğim her gün. Yutmak istiyorsun ama lokman olmayacağım. Ağlarım zırlarım yeri gelirse, ama ben Hikmet değilim, Gökçeyim ben. Kazanmak da var kaybetmek de… Olsun; Âvâzeyi bu âleme dâvûd gibi sal Bâki kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş. Bâki kalan… Kaybetmedik bir şeyi albayım. Kazanmadık da. Hayatımdan süresiz izin isteyen çok sevgili arkadaşıma, yaşanmayacak olanların, yaşananlardan hep daha fazla olacak olmasının ağırlığıyla… Belki bir gün adliyede karşılaşırız. Belki de bir parkta, çocuk severken. Başkalarının çocukları, yada kendi çocuklarımız olabilir. Çocuk demişken, evlendiğimi göremeyeceksin kötü oldu bak, çok eğlenecektim o gün, görmeliydin. Kesin kızardın yine hukukçuya bak hey Allah’ım diye. Öyle çıkmışım oğlum annemden. Seni bilmiyoruz sanki güldürme şimdi. Ha unutmadan, saçı sakalı uzatma sakın, olmuyor öyle. Velhasıl…Ne yapalım… Kimliklerimizden sıyrılıp, arkadaş kalamadık biz. İnsan çok acizmiş ya hani. Yeterince isteseydik, kendi devrimizi yapamaz mıydık sanki. Sevmiyorum gerçeği. Küçük hanım yine hayaller peşinde… Küçük bir hanım olmayan küçük hanım. -Hoşça kalın albayım. Sakızım düştü, onu alayım. “
·
130 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.