Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Yirminci yüzyılın başlarında, bazı küçük siyasi partiler kendilerine "nasyonal sosyalist" demeye başladılar. (Örneğin: Bohemya'daki Çek nasyonal sosyalistler kendilerini Alman benzerlerinden keskin bir biçimde ayırıyorlardı. 1920'den sonra, nasyonal sosyalizm ve etkisi özellikle de Orta Avrupa'da yayıldı. "Nasyonalist" sıfatını kullanmaktaki ısrarları açıktı. Almanya'da bu durum rakipleri tarafından hemen benimsendi ve "Nationalist-Sozialist"in kısaltması olan "Nazi-Sozi" ismini takarak onları küçük düşürmeyi umdular. Bu kısaltmadan "Sozi" kelimesinin çok geçmeden düştüğünü ve geriye yalnızca "Nazi" kelimesinin kaldığını hatırlayalım ki bu da ismin hangi bölümünün daha önemli olduğunu gösterir niteliktedir. Hitler bunu anlamıştı. Sosyalist olmayan diğer Alman milliyetçilerden destek görse de, sonuçta eski sosyalist kitlelerin de desteğini kazandı. Bu noktada Avusturya örneği açıklayıcıdır. Avusturya'nın Sosyal Demokrat Parti'si, Alman muadili gibi varlıklıydı ve hayli saygıdeğerdi; savaş sonrasında Avusturya halkının çoğunluğunun oylarına sahipti. Ama Avusturyalılar, tıpkı Almanlar gibi, Almanca konuşan birkaç milyon Avusturyalının Çekoslovakya, Yugoslavya ve İtalya'da kalmasına sebep olan barış anlaşmalarıyla adaletsizce cezalandırıldıklarını düşünüyor ve hissediyorlardı. Bunun sonucunda, 1920'de birçok Avusturyalı, Alman bir Avusturya taraftarıydı ve bu da milletlerin kendi kaderlerini belirlemeleri ilkesi temelinde Almanya'yla bir tür ittifak anlamına geliyordu.
Sayfa 46 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
24 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.