“1916’da Analitik Psikoloji Derneği’nde, ilk olarak Fransızca çevirisi ile Flournoy'un Archives de Psychologie’sinde yayımlanan "Bilinçdışının Yapısı" başlıklı bir seminer verdi. Burada bilinçdışının iki farklı katmanını ayırt ediyordu. Bunlardan birincisi, insanın yaşamı boyunca edindiği ve aynı zamanda eşit derecede bilinçli de olabilecek ögelerden oluşan kişisel bilinçdışıydı. İkincisi de kişisel-olmayan ya da kolektif bilinçdışıydı. Bilinç ve kişisel bilinçdışı kişinin yaşamı boyunca edinilip gelişirken kolektif psişe kalıtımsaldı.
…
Jung'a göre kişisel ve kolektif psişeyi birbirinden ayırt etmek zor bir görevdi. İnsanın karşısına çıkan etkenlerden biri persona, yani 'maske" ya da "roldü." Bu da kolektif psişenin yanılgıyla kişisel olarak görülen kesitine karşılık geliyordu. Bu çözümlendiğinde kişilik kolektif psişeye çözülüyor, bu da bir dizi fantezinin ortaya çıkmasına yol açıyordu: "Mitolojik düşünme ve duyguyu barındıran hazinelerin kilidi açıldı." Bu durum ile delilik arasındaki fark, bunun kasıtlı olmasıydı.”