Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

günümüzde akıl yürütmeyi bilen tüm insanların tek sistemi ateizmdir. İnsan aydınlandığı ölçüde, hareketin maddeye içkin olduğunu kavradığı ölçüde, bu hareketi yaratacak bir failin gerekliliğinin yanıltıcı bir varlık olduğunu anladı; ve var olan her şey özü gereği hareket halinde olduğundan, devindirici gücün gereksizliğini hissetti; İlk yasa koyucuların özenle icat ettikleri kuruntuların ürünü bu Tanrı'nın, onların ellerinde, bizi zincirleyecek yeni bir araçtan başka bir şey olmadığı anlaşıldı ve bu hayaleti konuşturma hakkını yalnız kendilerine saklayarak, bizi köleleştirmek için başvuracakları gülünç yasalara destek olacak şeyi bu Tanrı'ya söyletmeyi iyi bildikleri de ortya çıktı. Lycurgue, Numa, Musa, İsa, Muhammet, tüm bu büyük hinoğluhinler, bizim fikirlerimizin tüm bu büyük despotları, kendi ölçüsüz tutkuları için yarattıkları ilahları bir araya getirmeyi bildiler ve bazıları bu tanrıların yaptırımları aracılığıyla halkları esir edeceklerine emindiler; bilindiği gibi, onlar ya kendilerine uygun sorular sorulmasına ya da kendilerine hizmet edilebileceğine inandıkları şeye cevap vermeye özen gösterdiler. Buğün, hem dalaverecilerin vaaz ettikleri bir işe yaramaz bu Tanrı'yı hem de onun gülünççe benimsenmesinden kaynaklanan tüm dini kurnazlıkları aynı şekilde aşağılayalım artık! Özgür insanlar artık bu çocuk oyuncağıyla eğlenmiyor. Tüm Avrupaya yaydığımız ilkeler arasında ibadetin her türünün ortadan kaldırılması da yer alsın artık! Krallığı parçalamakla yetinmeyelim; putları da sonsuza dek ezip toz edelim: Batıl inançla kralcılık arasında pek bir mesafe yoktur. *Bunun böyle olması gerek kuşkusuz; çünkü kralların kutsanma ayininin ilk koşullarından biri, tahtlarını en iyi destekleyecek politik temellerden biri olarak hakim dini korumaktı her zaman için. Ama bu taht devrildiğinde, sonsuza kadar ortadan kalktığında, onun dayanaklarını oluşturan şeyin de kökünü kazımaktan asla çekinmeyelim. Evet, yurttaşlar din özgürlük sistemiyle bağdaşmaz; bunun farkındasınız. Özgür insan, Hıristiyanlığın tanrıları karşısında asla eğilmez; bu dinin doğmaları, tören kuralları, sırları ya da ahlakı asla bir cumhuriyetçiye uygun değildir. Biraz daha çaba; mademki tüm önyargıları yok etmeye çalışıyorsunuz hiçbirinin varlığını sürdürmesine izin vermeyin, bir teki bile kalsa hepsini diriltmeye yeter. Eğer yaşamasına izin verdiğimiz şey kesin olarak tüm diğerlerinin beşiğiyse, tüm önyargıların dirileceğinden emin olabilirsiniz! Dinin insana yararlı olabileceğine inanmayalım artık. İyi yasalarımız olsun, o zaman dinden vazgeçebiliriz. Ama denecektir ki, halka bir din gerekir; halkı eğlendiriyor, ona sahip çıkıyor. Pekala! Öyleyse, özgür insanlara yakışan dini verin bize. Pagancılığın tanrılarını geri verin bize. Jüpiter'e, Herkül'e ya da Pallas'a seve seve taparız; ama kendi kendine hareket eden bir evrenin düzmece yaratıcısına karnımız tok; kapsamdan yoksun ama kendi devasallığıyla her şeyi dolduran bir Tanrı'yı, her şeye kadir olan ama asla arzuladığı şeyi yerine getiremeyen bir Tanrı'yı istemiyoruz, son derece iyi olmasına karşın yalnızca hoşnutsuz kullar yaratan bir varlık istemiyoruz, düzenin dostu olan ama yönetimi altındaki her şeyin düzensizlik halinde olduğu bir varlık istemiyoruz. Hayır, doğayı rahatsız eden, karışıklığın babası olan, dehşet saçan insanı harekete geçiren bir Tanrı istemiyoruz; böyle bir Tanrı karşısında duyduğumuz öfkeden tir tir titreriz ve biz onun sonsuza dek unutulmasını isteriz -alçak Robespierre kurtarmak istemiştir onu bu unutulmadan. Fransızlar, Roma'yı evrenin hakimi kılmış saygıdeğer putları, bu alçak hortlağın yerine koyalım; krallarımızın putlarına nasıl davrandıysak Hıristiyanlığın tüm putlarına da öyle davranalım. Eskiden tiranlara destek olmuş temeller üzerine özgürlüğün amblemlerini yerleştirdik yeniden; Hıristiyanlığın taptığı bu haylazların altlıklarına da büyük adamların portresini yerleştirelim. ** Köylerimizde ateizmin etkisinden korkmayalım artık: köylüler özgürlüğün gerçek ilkelerine tamamen aykırı Katolik ibadetin ortadan kaldırılmasının gerekliliğini hissetmediler mi sanıyorsunuz? Bu ibadetin sunaklarının ve papaz evlerinin yok edildiğini korkmadan, acı çekmeden seyretmedi mi onlar? Ah! Hıristiyanlığın gülünç tanrılarından da aynı şekilde vazgeçeceklerine emin olabilirsiniz. Mars'ın, Minerva'nın ve Özgürlük'ün heykellerini evlerinin baş köşesine yerleştireceklerdir; her yıl bunlar için şenlikler düzenleyeceklerdir; yurttaşlık tacı yurduna en yararlı hizmetlerde bulunmuş olan yurttaşa verilecektir. Issız bir ormanın ağzında, kutsal bir tapınakta dikilmiş olan Venüs, Hymen ve Âşk heykellerine aşıklar saygılarını sunmaya gelecektir; Venüs'ün üç tanrıça arkadaşı eliyle, güzellik, metanete taç giydirecektir orada. Bu taca layık olmak için yalnızca sevmek yetmeyecek, sevilmeyi de hak etmek gerekecektir: kahramanlık, yetenekler, insanlık, ruh yüceliği, sınanır bir yurttaşlık... işte aşk, metresinin ayakları dibinde bu sıfatlara layık olduğunu kanıtlamalıdr ve bunlar eskiden aptalca bir gururla talep edilen, doğuştan ve zenginlikten kaynaklanan sıfatlara yeğ tutulacaktır. Bu ibadetten hiç olmazsa bazı erdemler doğacaktır, oysaki geçmişte vaaz etme zayıflığında olduğumuz şeyden yalnızca suç doğmaktadır. Bu ibadet, kullandığımız özgürlüğün ayrılmaz bir parçası olacaktır; bu özgürlüğü canlandıracak, besleyecek, coşturacaktır. Teizm, özü ve yapısı gereği bizim özgürlüğümüzün en ölümcül düsmanıydı. Pagan putların Geç imparatorluk'ta yok edilmesi bir damla kana değer miydi? Yeniden köle olmuş bir halkın aptallığının hazırladığı devrim en ufak bir engel olmadan işledi. Felsefenin eserinin despotizmin eserinden daha zahmetli olduğundan nasıl kuşku duyabiliriz? Aydınlatmak için bunca çaba gösterdiğimiz bu halk, hayal mahsulü tanrılarının ayakları dibinde esir tutanlar yalnızca rahiplerdir; onları halktan uzak tutun, perde doğal olarak düşecektir. Sizin hayal ettiğinizden çok daha bilge olan, tiranlığın prangalarından kurtulmuş olan bu halkın bir süre sonra batıl inancın prangalarından da kurtulacağını inanın. Freni yok diye korkuyorsunuz ondan: Bu ne zırvalık! Halka inanın, yurttaşlar, yasaların maddi kılıcının asla durduramadı şeyi, insanın çocukluğundan beri alaya aldığı cehennem azabının ahlaki korkusuyla hiç durduramazsınız. Sizin teizminiz, tek kelimeyle, sayısız alçakça cinayet işledi, cinayetlerin tek birini bile engelleyemedi. Tutkuların gözümüzü kör ettiği doğruysa eğer, tutkular etraflarındaki tehlikeleri gizleyen bir bulut çekiyorlarsa gözlerimize; tutkular üzerinde asılı duran yasaların kılıcının yok edemediği bu buluti, Sizin Tanrının cezaları gibi bizden uzak olan şeylerin ortadan kaldırmayı başarabileceğini nasıl varsayabiliriz? Bir Tanrı fikrinin dayattığı bu ek engellerin gereksizliği kanıtlanmışsa eğer, bu Tanrı'nın diğer etkilerinin de tehlikeli olduğu kanitlanmışsa eğer, sorarım size, ne işe yarar bu Tanrı, onun varlığını sürdürmek için hangi güdülere yaslanabiliriz?
Sayfa 134 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
·
134 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.