Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Dünyaya yüz çevirip insanlardan uzaklaşarak münzevi bir hayat sürmenin daha dindarca bir tutum olduğunu düşünen pek çok insana rastlamak mümkündür. Halbuki müttaki olmakla zahidāne bir hayat arasında önemli bir fark bulunduğunu gözden uzak tutmamak gerekir. Hıristiyan keşişlerinde görüldüğü gibi dünyadan tamamen el etek çekme ve toplumdan soyutlanma anlamında bir zühd, Allah Resülü'nce tasvip edilmemiş, bu eğilimi taşıyan bazı arkadaşları da onun tarafından uyarılmıştır. Çünkü o, dünyaya da ahirete de layık olduğu değeri veren, ashabına da bu yolda rehberlik eden bir önderdi. Nitekim bir hadisinde, "Dünyada zahid olmak, helal olan şeyleri (kendine) haram kılmak ve malı bir tarafa bırakıp atmak değildir. Dünyada zahid olmanın gerçek anlamı, sahibi olduğun şeyleri Allah'ın sahip olduğu (ve vaat ettiği) şeylerden daha çok itimat edilmeye layık görmemen ve başına bir musibet geldiğinde -kalıcı bir musibet dahi olsa- ondan elde edeceğin sevabı daha fazla arzular olmandır." Dolayısıyla Allah'ın dostu yani velisi olmak için, toplumdan ve Cenab-ı Hakk'ın helal kıldığı dünya nimetlerinden, mahrum kalmadan ailevi ve toplumsal sorumlulukları yerine getirerek iman ve salih amel ikilisine sarılma kararlılığını tercih etmek esastır. Zira Cenab-ı Hak, dostluğuna hak kazanabilmesi için kişide iman ve takvadan başka şart aramamaktadır. Çünkü Peygamber Efendimizin ifadesiyle, "Allah, insanların suretlerine ve mallarına değil, kalplerine ve amellerine bakar. "
Sayfa 119Kitabı okudu
·
135 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.