"Osmancık, Küçük Ağa, Firavun İmanı" gibi tarihî romanlarıyla tanınan ve edebiyatımızda haklı bir üne kavuşmuş olan Tarık Buğra'nın "İbiş'in Rüyası"adlı romanı tiyatro tadında - aynı zamanda sahnelenmiştir- bir eser. Romanda küçük yaşta tiyatroya merak salmış Nahit'in tüm zorluklara rağmen tiyatro oyuncusu olması, kendi adıyla meşhur bir tiyatro işletmesi, aşkları, terk edilişleri, 1930'lu yılların sanat anlayışı, yine aynı yılların İstanbul hayatı, kadın ve erkek ilişkileri, arada sırada değinilen Türk ve dünya siyasası- Serbest Fırka'nın kuruluşu ve Nazizim- İstanbul'un sert geçen kışları, insanların tiyatro ile kendini gerçekleştirme çabası vb. bir sürü şey dile getiriliyor.
Romanın dil ve üslubu ise ayrıca hayranlık uyandırıcıdır. Güzel Türkçemizin kendini bulduğu enfes bir roman okuyorsunuz. Bazı yazarlar vardır ki insanların onların eserlerini ayrım yapmadan okuması gerektiğini düşünüyorum. Zira bu husus; belirli bir dil ve ifade gücüne ulaşmak için gerekli bir şey bence. İşte Tarık Buğra da bu yazarlardan birisidir. Romanlarıyla, hikâyeleriyle; piyes ve gazete yazılarıyla önünüzde çok farklı ufuklar açıyor.