Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Yağmurda Melankoli
Doğrudur, palmiyelerin altında çiçek açan şehirler vardır; mavi bir denizin tepesinde yükselen beyaz şehirler. Sonsuz bir karla kaplı dağlar vardır, kemer köprüleri ile, baş döndürücü güzellikteki manzaralarıyla; şoseler vardır iki yanında selvi ağaçlarıyla, mezarlığa giden yollar gibi hüzünlü ve adalar vardır, dalgalarla ve harikulade bir yalnızlıkla çevrili, tam ortasında, üzerine kuşların yuva yaptığı bir kaya öbeği ile. Bir de etrafını patates tarlaları saran, fabrikalar arasına sıkışmış şehirler vardır. Taşlı çukur yollarının kenarı yalancı akasyalar ve dikenli çalılıklarla dolu ıssız yerler. Oysa her ikisinin üstünde de güneş doğar ve batar, yağmur yağar, rüzgâr eser, sis çöker, gece olur. Dubrovnik’ye ölmekte olan bir kadın gördüm; balmumu gibi sapsarı bir yüzle pencerenin kenarında duruyordu. Viyana‘da bir kadın gördüm; tramvayın altında sürüklendi ve daha yardım etmeye fırsat kalmadan ezilerek öldü. Prag da bir insan gördüm, bir köprüden Maldau’ya atlayıp boğulmuş, şişmiş ve morarmış cesedi ertesi gün rıhtımın kaldırımında yatıyordu. Ve bir başkası; şapkasız ve ceketsiz bir halde kendisini kovalayan polislerden kaçıyordu ve kaçmanın boşuna olduğunu görünce tabancayı ağzına dayayıp kendini vurdu ve kaldırıma yığıldı. Kambur bir palyaço gördüm, kendini sirk arabasında rengarenk bir iple asmıştı ve sivri uçlu şapkası ayaklarının dibinde duruyordu. Ve bir kadın tanıyorum, genç, güzel bir kız; sarhoş olunca onu döven, aşağılık bir aylağı beslemek için fahişe oldu. Görüştüğüm biri vardı, açlıktan öldü; bir diğeri karısıyla birlikte üç ay boyunca sıçanların cirit attığı bir kovukta yaşadı ve karısında tedavi edilemez delilik belirtileri görünce -adam doktordu- onu zehirledi. Bugün artık kendisi de hayatta değil, Berlin’de açlıktan öldü ve çocukları Viyana‘da bir işçi ailesinin yanında yaşayan ufak tefek, kızıl saçlı, sağlıksız, raşitizm hastası kız, bu iki insanın hâlâ bitmemiş trajedisini tek başına sırtında taşımayı sürdürüyor. Fakat bizi sarsan deneyimler sadece bunlar mı? Sokakta ağlayan küçük kız ya da üzerinde dar, yıpranmış bir ceket olan genç kadın da aynı derecede kayda değer ve unutulmaz değil mi? O saçları yapıştırılmış, solgun yüzü küçük tutsak, siz pazar günü demir yolunun kenarındaki yamaçta dururken hızla önümüzden geçen trenin penceresinde duran küçük asker? Acaba ne olmuştur ona, şimdi ne haldedir? Ya karşınıza çıkan o işçi ve aşınmış, küçücük ayakkabılarıyla o kız kurusu? Ya tramvayda veya tren istasyonunun bekleme salonunda yanınızda oturanların her biri, nereden geliyor, neler yaşayacak? Ya aralarında en ilginci; hayatı romana benzemeyenler, gündüz gece, hayatlarında hiçbir olay olmayan, hiçbir şey yaşamayanlar? Uyuyan bir insanı izlediniz mi hiç? Bir ölüden çok daha korkunç görünür! Bu görüntü düşüncelerle, isteklerle, özlemlerle, uyuyan kişinin düzenbazlığı ile doldur. Kimse o kişinin içinde neler olup bittiğini bilmez. Nefes alıp verir ve kendi içinde neler olup bittiğini, nasıl uyanacağını, ertesi gün neler yaşayacağını kendisi de bilmez. Ya aralarındaki çatlaklardan tutan tutam ot fışkıran taşlar döşeli bahçe ve üzeri pul pul olmuş, ufalanmış tuğla duvar, ya tozlu bir şişenin kenarındaki hendek boyunca dizilmiş, uğuldayan telgraf direkleri, ya sırık fasulyesi tarlası ve kenarındaki çimenlik, temmuzda mor mor açan çiçekler ile patates tarlası, içinde dibi olmayan paslı bir tencere ve tabanı olmayan bir ayakkabıyla samanlığın arkasındaki çukur, keçi ağılının arkası ve tarlalar arasından geçerek komşu köye giden yol; nasıl da unutulmaz, insana tatlı bir acı veren kır manzaraları! Burada bir vitrin var, arkasına da küçük bir dükkan. İçeride bir Kızıldereli göze çarpıyor, bir de elinde yılanı ile bir kadın. Fakat orada bir de gramofon var ve müzik dinlenebiliyor, parça başına iki kron, Mozart, Verdi, İspanyol dansları, Aida ve Don Giovanni; ama Rigoletto’nun bir yeri var “tempe buone, tempe buone” orayı davul çalarmışsına söylüyor. Bu kadar pislik, yoksulluk ve yoksulluğun altında bu kadar güzellik ve bu kadar coşku dayanılır gibi değil... Gözlerime yaşlar doluyor…
·
68 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.