Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

160 syf.
10/10 puan verdi
Ah, Maria... Neden Maria'sın Sen?! (Spoiler içerir!)
Her şey bir firmada çalışmaya başlayan 25 yaşındaki bir gencin anlatımıyla başlıyor. Kendi adını vermediği gibi yaşadıklarını anlatırken bile çoğunlukla asıl karakterimiz olan Raif Efendi'yi dinliyoruz. Sessiz, aşırı sakin, içine kapanık ve 'vur ensesine al lokmasını' diyeceğimiz türde bir adam olarak tanıdığımız Raif Efendi'nin geçmişine dair anılarına değindiğimizde bir aşkın insanı nasıl sardığını, kavurduğunu ve en sonunda da nasıl savurduğunu okuyoruz. Bir resim sergisinde gördüğü tabloyla başlıyor aşkı Raif'in. Otoportre olan bu resim öyle bir çekiyor ki Raif'i, bu kişinin gerçekte var olduğunu aklına getirmekte bile zorlanarak her gün resmine bakmaya gidiyor. Gözlerinin bakışı, dudağının kıvrımı, burnunun kenarı... Her ayrıntısıyla anlatıyor bize Kürk Mantolu Madonna'yı, yani Maria'yı. Hayalimdeki kadın buymuş diyor, "Bilmeden bunca yıl onu beklemişim". Bir gece tesadüf eseri sarhoş haliyle denk gelince gerçekliğini sorguluyor Maria'nın. Ertesi gün tekrar gidiyor ona denk geldiği caddeye. Bekliyor, bekliyor... Ve nihayet onu görünce dayanamayıp peşine takılıyor. Asıl hikayemiz de burada başlıyor. Önceleri Raif'in aklında Maria için çizdiği karakteri incelerken sonraları Maria'nın nasıl ayakları üzerinde durabilen, lafını esirgemeyen, neşeli ama aynı zamanda da ciddi ve mesafeli, ne istediğini bilen, kendini bilen, bağımsız ve kendine has bir kadın olduğunu görüyoruz. Raif ise bir o kadar naif, birisine bağımlı olmaya meyilli, hayat amacını arayan, kendisini ifade ederken gerilen, kendisinden bir parçasını yansıtır diye resim yapmaktan bile çekinen bir adam. Maria'nın kendini Raif'e tanıtmaya başladığı noktadan itibaren ben bu ilişkinin mutlu sonla bitmeyeceğini biliyordum. Birbirlerinden bu kadar farklı iki insanın bir ilişki içerisine girmesi ancak bir tarafın bu kadar çok sevmesiyle olabilirdi zaten lakin sonu böyle olmasaydı da Maria'nın hissettiği şey hiçbir zaman aşk olmayacaktı diye düşünüyorum. Maria farklı bir aşk istediğini söylüyordu fakat Raif'in onu sevmesine tutuldu. Çok sevildiği bir ilişkinin onu hep mutlu edeceğine inandı. Kabul, Raif'in ne kadar sevdiğini sayfalarca okuduk ama bence Raif de Maria'nın çok yönlü ve güçlü bir kadın oluşunun, kendisine bir arkadaş, abla, anne olabileceğinin hissiyatıyla kendisini bu kadar adadı. Eğer Maria biraz bile pasif bir kadın olsaydı Raif'in terk edildiğinde okuyucuya yansıttığı tarafı bence işlerin hiç de mutlu sonla bitmeyeceğinin kanıtıydı. Ayrıca bu kadar aşk ile yanıp tutuşan bir adamın sırf 'Düzenimi kurup ne kadar güçlü olduğumu göstereyim' düşüncesiyle sevdiği kadını aylarca yanına çağırmayışının ve mektuplar kesilince de demek benden vazgeçti diyerek hayata küsüşünün bir mantıksızlığı olduğu düşüncesindeyim. Üstelik yıllar sonra bir kızı olduğunu öğrendiğinde çocuğunun yanında olmayışının, onun tek başına büyümesine göz yummasının bir karaktersizlik olduğunu ve yıllar geçmesine rağmen hala Raif'in bu durumdan çok Maria'yı kaybettiğine üzülmesinin de Raif'in sadece Maria'ya saplanıp kaldığının ve hayatta olsaydı da birlikteliklerinin meyvesi olan çocuğunu hiçbir zaman karısını sahiplendiği kadar sahiplenmeyeceğinin göstergesi olduğunu düşünüyorum. Raif içindekileri ortaya koymaktan çekinen bir adamdı, Maria ise kendisini olduğu gibi yansıtabilen bir kadın. Maria'nın yokluğunda bir çocuk büyütmek o çocuğa kendini aktarmaktı. Bu Raif'in hiçbir zaman yapamayacağı bir şeydi. Zaten bu sebeple diğer iki kızıyla da arasında uçurumlar vardı. Belki birçok okuyucu Raif'in aşkına tutuldu bu hikayede. Nasıl ilk görüşte vurulduğunu, nasıl incitmeden, karşılığını beklemeden sessizce sevdiğini, sevdiği kadın iyileşsin diye nasıl onunla ilgilendiğini okurken kendinden geçmiş, aradığı aşkın bu olduğunu düşünmüş olabilir. Fakat ben gördüm ki Raif zaten ancak böyle sevebilirdi. O ancak karşısındaki kadın ona 'gel' dediğinde yanına gidebilecek, 'söyle' dediğinde anlatacak, 'tamam' dediğinde yapacak fakat komutlar kesildiğinde başı kesilmiş bir tavuk gibi kendi kendine dönüp duracak, insanlara küsüp içine kapanacak, aşkına sahip çıkmak için, çocuğuna sahip çıkmak için adım atamayacak kadar korkak, pısırık, özgüvensiz bir adamdı. Bu ilişkinin Maria'nın hayatta olduğu bir versiyonu olsaydı bence Maria da bir gün "Beni hiçbir kuvvet uygulamadan sürükleyebilecek, gerçek bir erkek" diyerek tanımladığı aşkının Raif olmadığını görecekti.
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021314,1bin okunma
·
40 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.