Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Şimdi, bağımsız kendiliği için mücadelesi başından beri anne-babası tarafından desteklenmiş bir çocuğa örnek vereceğiz. Bu örnek aynı zamanda, çocuklar her zaman farklı olasılıkları denediklerinden bu kendisi oluş sürecinin ne kadar geriye düşüşlerle belirlendiğini ve ne kadar kestirilemez olduğunu gösteriyor. Dört yaşındaki Zoe, annesine Angelika'yı oyun oynamaya davet edip edemeyeceklerini soruyor. Annesi de Angelika'nın kim olduğunu soruyor. - Onu tanıyorsun. - Susam Sokağı'ndaki Angelika'yı mı diyorsun? - Hayır. - Yuvada da Angelika adında kimse yok. Kimden bahsediyorsun peki? - Bunu senin bilmen lazım. - Zoe, ben düşünceleri okuyamam. Sen küçük bir bebekken bağırıp ağladığında altını değiştirmem veya mama vermem gerektiğini anlıyordum. Ama şimdi sen de bir şeyler düşünüyorsun ve senin düşüncelerini ne yazık ki okuyamıyorum. Zoe kısa bir duraklamadan sonra yanıtlıyor: - Yani, şimdi kendimi yere atıp küçük bir bebek gibi bağırıp tepinsem Angelika'nın kim olduğunu anlayacağını mı söylemek istiyorsun? Burada insanın kendi oluş sürecinin karmaşıklığı açıkça görülüyor. Zoe, bağımsız bir insan olmaya doğru gelişimini sürdürürken "her şeyi bilen" annesiyle olan eski bağını da bırakmamaya çalışıyor. Bir yandan annesinden kopma alıştırmaları yaparken, diğer yandan da annesinin onun ihtiyaçlarını anlamasından oluşan eski bağı korumaya çalışıyor. Ancak Zoe'nin, belli bir anlamda yalnız olduğunu, ama bu yalnızlık temelinde aynı zamanda bir şeyler alıp bir şeyler de verebileceğini anlayabilmesi için bir şeyden -annesiyle olan direkt bağ- vazgeçmesi gerekecek. Ve bütün bunlar korkmadan yapılacak. İnsan, kendiliğine belli bir biçimde, yeni tamamlanmaları mümkün kılmak için durmadan kesintiye uğrayan bir süreçle ulaşıyor. Bu süreç bir anlamda bir aşamalar silsilesidir ("discontinuities"); yani birbirinden ayrı ve kendi içlerinde bütün gelişim periyotlarıdır. Bütün bu periyotlar, ana amaç olarak yalnızlığın denenmesini içerir. Ama anne çocuğuna bir geribesleme sunamadığı ve dünyaya doğru attığı ilk adımlarında ona emniyetli bir korunmuşluk duygusu sağlayamadığı için yalnızlık hâlâ hiçliğin dehşet verici duygusuyla birlikte algılanıyorsa, o zaman, bağımsızlık yerine öfke ve dehşetin eşlik ettiği bir durum oluşur. Bu da yalnızlığı imkânsız kılar.
Sayfa 51 - Çitlembik Yayınları, 2. Baskı 2008, Kimliğimiz
··
175 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.