“Güzellik ve çirkinlik bir seraptır. Eninde sonunda herkes içinizi görür.” -Frida Kahlo Eka Kurniawan'ın 'Güzellik Bir Yaradır' adlı kitabı bir hayat kadını olan Dewi Ayu'nun kızı Güzel'in hikayesiyle başlar. O kadar çirkindir ki köylüler adına itiraz eder ve Zayi, Yara adını vermek isterler. Anne hamileliği boyunca bebeğinin çirkin olması için tanrıya yalvarır. İstediği olmuştur. Fakat, bebeğinin yüzüne bakmaz. Onun da güzel olmasından, dualarının kabul olmamasından korkar. Ve yeniden doğurmamak için ölmek ister. Kendini kefenleyip, elleri karnında, yüzünde bir tebessümle uyur. Doğurduktan 12 gün sonra ölür. Güzel'e hizmetçisi Rosinah bakar. Ancak, köylüler yaramazlık yapan çocuklarını onunla korkutur, herkes ondan kaçar, Güzel'in kendini keşfetmesi ve köylülerin ona ucube gibi bakmasıyla sosyal anksiyetesi gelişir. Gelişen sadece bu değildir. Güzel özel biridir. Okullara kabul edilmediği halde kendi kendine okuma-yazmayı öğrenir, yıldızlara ve gezegenlere meraklıdır, onlar hakkında bilgi sahibidir. Annesi 21 yıl ölü kaldıktan sonra aniden dirilir ve döndüğünde Güzel'i kapıda onu bu çehresindeki lanetten kurtaracak prensini beklerken bulur. Evet hikaye böyle başlar. Güzel ve çirkin gibi kavramlar, baskın kültürle şekillenen insanın yarattığı biçimler olarak hayatımızda varlığını sürdürüyorlar. Bu iki kavram toplumların son yıllarda teşhire evrilen varlıklarıyla son derece önemli, sosyolojik ve endüstrileşmelerinin rakamsal anlamda pik yaptıkları bir dönemdeyiz. Ancak, güzellik kırılgan, sahibini tehlikelere açık kılan ve tüm bunlardan ari olarak bütünsel de bir kavramdır. Mesela, saçta topiklerle kapatılan bir kısmın, yağmurla yüze inen siyah suları gibi... Bakın güzelliğin buharlaşması anı işte bu kadar kısa ve kolaydır. Güzel oluşu nedeniyle daha fazla insanın panoptikonunda olmak, daha fazla insanın sahip olmak isteğiyle daha fazla tahakküm altında kalmak, daha fazla diyalog, daha fazla sorun, daha daha daha... Oysaki gerçek güzellik kavramı içine çirkinliği de katar, yok eder. Mesela neyini beğeniyorlar anlamadım denilen bir insan-kadın veya insan-erkek, son derece nazik, kültürlü, bakımlı olması ile muhteşem bir fiziğin önüne geçebilir. Aksi, balmumu bir heykel ile ilişki kurmaktan farksızdır. Sahibini tanıdıktan ve vakit geçirdikten sonra normalleşen güzel oluş, sadece bedendir. Güzelliği azımsanacak şey değildir, ancak sahip olduğunda aklını kaybedecek bir şey de değildir. Sadece hoş bir özelliktir. Bundan yıllar evvel Nil Erkoçlar iken cinsiyet değiştirmeyi düşündüğünde Rüzgar Erkoçlar, güzel bir kadın olmanın avantajlarından vazgeçmek zor oldu bir süre demişti. Çünkü, otomatik bir sempati her yerde işini kolaylaştırmıştı. Fakat, şimdi kendi gerçekliğini yaşarken, yaşamını, mutluluğunu nasıl zorlu yollarla kazandığını ama kazandığını görüyoruz. Güzel veya çirkin olmak sadece bedensel değil +ruhsal bir konudur.

Güzellik Bir YaradırEka Kurniawan · Domingo Yayınevi · 2017577 okunma

·

23 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.